Aslolan insanın kendini bilmesi. Kendini bildikten sonra da kendini var edeni bilmesi esastır. Ben hep kendimi bilmek ve tanımak derdinde oldum. Halen de öyle devam ediyor. Evren nedir? Yeryüzü nedir? İnsanoğlunun serüveni nedir? Bu serüven içinde benim hikayem nedir? sorularına cevap aradım. İnsan soru soran bir varlıktır. Soruların cevaplarını ya hazır bulursunuz ya da bulamazsanız. Ancak soru, soru olmaktan çıkmaz. Oturur, o cevapların peşine düşersiniz. Ben galiba biraz onu yapmaya çalıştım.
- Henüz kategori yok.
-
MasterChef Türkiye'de Şaşırtan Elenme: Çağlar Veda Etti09.11.2025
-
TCMB'den Altın Ekonomisi Analizi: Yastık Altı Miktarı,…09.11.2025
-
9 Kasım Günlük Burç Yorumları: Gezegenlerin Etkisiyle …09.11.2025
-
TOKİ Yüzyılın Konut Projesi Başvuruları Başladı: E-Dev…09.11.2025
-
İrem Derici ve Melih Kunukçu Aşkında Son Perde: Ayrılı…09.11.2025
-
Aynadaki Yabancı 6. Bölüm: Gerçekler Açığa Çıkıyor, Te…09.11.2025
-
Portekiz Ligi: Santa Clara, Sporting Karşısında Erken …09.11.2025
-
MasterChef Türkiye'de Haftanın Eleme Heyecanı: 7 Kasım…09.11.2025
-
8 Kasım 2025 Çılgın Sayısal Loto Sonuçları Belli Oldu:…09.11.2025
-
Ben Leman'da Gerilim Dorukta: Kaybolan Çocuklar İçin U…09.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#hayatın anlamı
Pek çok kişi kafasındaki imgenin temsil ettiği bilgeliğe erişemediği için aşağılık duygusuna düşmüştür. İnsan duygu ve tutkularından ötürü neden aşağılık duygusuna kapılsın? Hayatı yaşamaya değer yapan şey tutkudur.
Ya hayatlarının anlamını bulamayanlar? Onlar ne olacak?Onlar da göğüslerinde bir et parçasıyla canlı canlı çürüyecekler. Ve buna da, yaşamak demeye devam edecekler!
Sorarlarsa, 'Ne iş yaptın bu dünyada?' diye, rahatça verebilirim yanıtını: Yalnız kaldım. Kalabildim! Altı milyar insanın arasında doğdum. Ve hiçbirine çarpmadan geçtim aralarından...
Ne olursa olsun mutlu değildi, hiçbir zaman mutlu olmamıştı. Hayatın bu yetersizliği, dayandığı şeylerin hemen bozulup çürümesi nereden geliyordu? Ama, bir yerlerde kuvvetli ve güzel bir insan, hem coşkunluk, hem de incelikle dolu kıymetli bir varlık, bir melek kılığı altında bir şair kalbi, gökyüzüne şairane düğün destanları söyleyen tunç telli bir rebap bulunsaydı, onunla tesadüfen niçin karşılaşmamalıydı? Ah, ne imkansızlık! Zaten hiçbir şey böyle bir araştırmaya değmezdi; her şey yalan söylüyordu, her gülümsemenin altında sıkıntıdan bir esneme vardı. Her sevinç bir lanet, her zevk bir iğrenme gizliyordu ve en iyi öpücükler, dudaklarda gerçekleşmesi imkansız daha yüksek bir şehvet özlemi bırakıyordu.
Ama, -dürüst olalım- bu aşırı kalabalık dünyada ortalama insan kendine nasıl anlamlı bir yaşam kurabilir ki?
Müzikle süslenmedikçe zaman, faturaların ödenmesi gereken sıkıcı bir avuç son ödeme tarihinden ibarettir.
Hayatta harika vakit geçiren, iyi arkadaşları olan, iyi bir ailesi olan bir insan olarak hatırlanmak isterdim. Ve aslında bundan daha fazlasını isteyebileceğimi sanmıyorum.
Şu dünyaya çalışmak için mi geliyoruz yoksa birer çay içip sohbet ederek keyif yapmak için mi?
Ey dünya! Sen baştan başa ıstırapla dolusun, mutluluktan yana bomboşsun; hiçbir akıllı kimse sende mesut olmamıştır.
Belli, vardı yaşarken
aradıkları bir şey.
Ama soran nerde, ne?
Yağmurda yağmurlandılar,
Karlandılar karlarda.
Ama soran nerde, niçin?
Eğlendiler.
Dertlendiler.
Ama soran nerde, neyle?
Küfrettiler.
Güldüler de.
Ama soran nerde, neden?