#hayatın anlamı

Dünya hayatı, lunaparktaki oyuncaklara binmek gibidir. Devam ettikçe zihninizdeki güçlü etkisi nedeniyle gerçek olduğunu sanarsınız. Yükselir, alçalır, daireler çizersiniz. Heyecanlandırır, titretir, rengarenktir, gürültülüdür, eğlencelidir... ama kısa bir süre için. Uzun zamandır bu gezintide olan insanlar sorgulamaya başladılar: '- "Bu gerçek mi? Yoksa sadece bir gezintide miyiz?"' Ve aralarında cevabı hatırlayan diğerleri, bize: "Üzülme, korkma sakın, çünkü bu sadece bir gezinti." demek için geri geldiler ve biz bu iyi adamların hepsini... "öldürdük" ve etrafa saldırmaları için şeytanları serbest bıraktık: '-"Hey susturun onu! Bu gezintiye çok yatırım yaptık, susturun! Hayat kaygısından yüzümde oluşan kırışıklara bakın, büyük banka hesaplarıma bakın, aileme bakın! Bu, gerçek olmak zorunda!"' Bu sadece bir gezinti ve bunu istediğimiz zaman değiştirmeye gücümüz var. Sadece bir tercih meselesi: sevgi ve korku arasında. Korkunun gözleri kapılarınıza daha büyük kilitler vurmanızı istiyor: Silahlar satın alın, kendinizi dünyada olup bitene ve gerçeklere kapatın. Sevginin gözleri ise, aksine, hepimizi bir olarak görmenizi istiyor. İşte dünyayı daha iyi bir gezinti adına değiştirmek için yapabileceğimiz seçim. Hemen şimdi!

Gençlerimiz ihtirassız, hatta heyecansız; gençlik birtakım meselelere açılmak, onları hararetle yaşamaktır. Boşlukta ne san'at eseri, ne de fikir olur. En dışımızda görünen bilgi bile içimizde yaşayan bir azap şeklinde olmalıdır. Mektep bitirmek için mektep bitirilmez. Her genç enginde bir gemi gibi her an kendi kendisine "Ben neyim?" "Niçin buradayım?" "Ne yapmak istiyorum?" sualini sormalıdır. Bunu yapmayan genç hiçbir zaman genç olamayacak bir ihtiyardır. Yani ölü olarak yaşamayı kendiliğinden kabul etmiş demektir.

Liste
Yükleniyor…