#öfke

Senin dilinin deydiği masum sayısı kaçtır? Abesle iştigâlim pektir... Kötek sana haktır; köpeklerin bile vefâsı seninkisi yanında yeğdir... Muşamba dudaklarınızı yırtmak geliyor içimden ve aklım gidiyor başımdan... Bu sabırsızlığımı sabırla tanıştırmalıyım, hasretleri gönlüme alıştırmalıyım; ben daha ne kadar hendekli yollar aşmalıyım?

Sizin gibi insanlar soylu kişilerdir. Soylu birine yaraşır uysallıktan ya da öfkeden öteye gidemezler. Bunlar ise boş şeyler! Örneğin, sizler dövüşmezsiniz. Buna rağmen, kendinizi aslan gibi görürsünüz. Biz ise dövüşmek istiyoruz. Ama, konuşmak boşuna! Bizim savurduğumuz toz sizin gözlerinizi yakar, bizim çamurumuz seni kirletir. Sen bize ulaşamadın. Elinde olmadan kendini beğeniyorsun, kendi kendini suçlamak hoşuna gidiyor. Halbuki, bütün bunlar bizim canımızı sıkar. Biz başkalarını kırmalıyız. Sen sevimli bir çocuksun; ama ne olursa olsun, yumuşak, liberal bir beyzâdesin. Babamın söylediği gibi; işte hepsi bu kadar!

Kavgayı bir yaprağın üzerine yazmak isterdim; sonbahar gelsin, yaprak dökülsün diye. Öfkeyi bir bulutun üzerine yazmak isterdim; yağmur yağsın, bulut yok olsun diye. Nefreti karların üzerine yazmak isterdim; güneş açsın, karlar erisin diye. Ve dostluğu ve sevgiyi yeni doğmuş tüm bebeklerin yüreğine yazmak isterdim; onlarla birlikte büyüsün, bütün dünyayı sarsın diye.

'Tabii, kızıyorum. Çok, çok kızgın ve öfkeliyim. Yapmadığım bir şey için kilitlenmeyi sevmiyorum ve özgürlüğümün götürülmesini sevmiyorum ve hayvan gibi davranılmayı sevmiyorum ve insanların etrafta dolaşıp arzu dolu gözlerle bakmasını sevmiyorum sanki bir çeşit tuhaf gibiyim, çünkü değilim.

Liste
Yükleniyor…