"Unutma!" dediğimiz olay öyle bir değirmen taşı ki, zaman geçtikçe, değirmen taşları arasında kalan buğday tanelerinin evvela bulgur, biraz sonra un haline gelmesi gibi, olaylar beyinlerde yavaş yavaş un haline geliyor ve zaman ilerledikçe, o un zerrecikleri de zaman rüzgârı önünde savrulup gidiyor.
- Henüz kategori yok.
-
MasterChef Türkiye'de Elenen İsim Belli Oldu: Onur Ved…13.11.2025
-
Efsanevi Çizgi Roman 'V for Vendetta' HBO'da Diziye Dö…13.11.2025
-
Russell Crowe ve Rami Malek'li "Nuremberg", Nazi Lider…13.11.2025
-
Kağıthane'de Apartman Dairesinde Doğalgaz Patlaması: B…12.11.2025
-
Fabrika İşçiliğinden Beyazperdeye: Şener Şen'in Eşsiz …12.11.2025
-
Oppenheimer'dan Yakınlık Koordinatörlerine: Modern Hol…12.11.2025
-
Torino'daki ATP Finalleri: Sinner'ın Yükselişi ve Reko…12.11.2025
-
12 Kasım 2025 Altın Piyasası: Gram Altın Yükselişini S…12.11.2025
-
Beşiktaş'ın Stoper Radarında Vitao: Eski Galatasaray A…12.11.2025
-
Haluk Bilginer ve Feyyaz Yiğit'ten Tarihi IMAX Filmi: …12.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#hayat
Neyi niçin aradığını önceden bilemiyorsan, hiçbir yerde, hiçbir şeyi bulamazsın. Yanıldığının ispatını bile.
Yaşadığınız hayatla yaşayacağınız hayat arasında bir çeşit etkileşim olması gerektiğini düşünüyorum.
Bu arada; hiç başımızdan eksik olmayan gökyüzüne, günün karanlık saatlerine, ara sıra kopsa da fırtınalara, bir gün boğulacağımız denizlere, eski günlere, neler olacağını bilmesek de geleceğe, kötülüklerle dolu olsa bile tarihe, tarihin akışını düze çıkarmaya çalışan tüm güzel yüzlü çocuklara, Donkişotlar'a, ateş hırsızlarına, Ernesto "Çe" Guevara'ya, yollara-yolculuklara, sevgililere, sevişmelere, sadece düşleyebildiğimiz olamamazlıklara, üşürken ısınmalara, her şeyden sıcak annelere, babalara ve tadını bütün bunlardan alan şarkılara kendi sıcaklığımızı gönderiyoruz. Kötü şeyler gördük. Savaşlar, katliamlar, ölen-öldürülen çocuklar gördük. Kendi dilini, kendi kültürünü, kendisini kaybeden insanlar, topluluklar gördük. Yanan köyler, kentler, ormanlar, hayvanlar gördük. Yoksul insanlar, ağlayan anneler, babalar, her gün bile bile sokaklarda ölüme koşan tinerci çocuklar gördük. Biz de öldük. Ama her şeye rağmen bu yeryüzünde şarkılar söyledik. Teşekkürler dünya.
Bilge insan hiçbir kurala bağlı kalmamalı, dünya ediminden uzak durmalıdır, yönetimle ilgilenmemeli ve ölümden sonraki süreç hakkında da kendisini özgür hissetmelidir.
Ne kadar uzun zamandır güzel bir şey olmuyor, sevinemiyoruz. Olmayacak bir mucizeyi olacakmış gibi bekliyoruz.
Bununla ne zaman yüzleşeceksiniz, ne zaman "pi" sayısının hayatımızı yönettiğini kabul edeceksiniz?
Onu size anlamını arayasınız diye vermedik, onu size anlamlı kılasınız diye verdik. (Mente 1124)
En kötü şey, sizi nemli bir dört duvarın arasına yeri gelirse soksun. Ama dışarıda bıraktığı şeylerin dışarıda kalması iyi olsun. bir kere...
Delikanlı adam doğru zamanda doğru yerde olmaz kardeşim. Sıkıyorsa yanlış zamanda doğru yerde ol bakalım. Hele bir de doğru zamanda yanlış yerde...
Ayağın toprağa basıyor mu kardeşim? Bassın, ama bir ayağın toprağa bassın. Yoksa adamı gömerler kardeşim.