#geçmiş

Bugün toplumda en çok ilgi gören konuların başında tarih geliyor. Tarihle ilgili programlar, tarihî diziler, tarihî kitaplar ve dergiler büyük alaka çekiyor. O kadar ki, sadece tarihle ilgili yayın yapan televizyonlar bile yayına başladı. Bu geniş ilgiyi doğrusu ben hayırlı ve faydalı buluyorum. İnsanlar elbette geçmişlerini merak edecek, mazilerini araştırıp inceleyecekler. Bu merak, ilgi, tecessüs ve eğiliş, şüphesiz insanları doğru tarihi öğrenmeye sevk edecektir. Dayatılan tarih yerine doğru tarih öğreniliyor artık. Yayın dünyasında tarih kitapları rağbet görüyor. Okuyucu yayıncılardan tarihle ilgili kitapları istiyor. Bu isteğe ve ihtiyaca cevap veren yayınevleri de pek çok kitabı günışığına çıkarıyor. Şüphesiz bu olumlu gelişmelere ne kadar sevinsek azdır.

Ben genç bir ressamken sanatçılar yalnızdı. Ne galeriler vardı ne alıcılar, ne de eleştirmenler. Para da yoktu. Ama bu ressamlar için altın bir çağdı. Kaybedecek bir şeyimiz yokken kazanacak çok şey vardı. Bugün her şey çok değişti. Kendimi bambaşka bir gezegende yaşıyormuş gibi hissediyorum. Bu yalnızca bir eylem, üretim ve tüketim dünyası. Dünyanın büyük güçleri tarafından bu anlamsız ve karmaşık yaşama itilenlerin birçoğu ümitsizlikle geçmişin huzurlu sessizliğini arıyor. Köklerimizden koparıldık. Onları tekrar bulmak zorundayız.

Ben reddedilmiş, itilip kakılmış bir çocuk olmasaydım muhtemelen bir rock yıldızına dönüşüp, bu duyguyu topluma yöneltmek istemezdim. Hristiyan okuluna gitmemiş olsaydım bu kadar tepki gösterip bugün inandığım şeyler konusunda bu kadar açık fikirli olmayabilirdim. Bunlar bugün benim sahnedeki performansımı çok kesin hatlarla etkiledi.

Eskiden bildiğimiz yerler, kendilerini kolaylık olsun diye yerleştirdiğimiz mekanlar alemine ait değillerdir sadece. O zamanlarki hayatımızı oluşturan, birbirine bitişik izlenimlerin ince bir dilimidirler; belirli bir görütünün hatırası, belirli bir anın özleminden ibarettir; ve evler, yollar, caddeler de, heyhat, seneler gibi ucup giderler.

Liste
Yükleniyor…