#metafor

Ağacı kesersen, dallar ölür.

Hayat bizi resmen dört işlemle sınar; gerçeklerle çarpar, ayrılıklarla böler, insanlıktan çıkarır ve sonunda topla kendini der.

Avrupa Yakası'nda ben antrenmandayım, kendi maçıma Komedi Dükkânı'nda çıkıyorum.

Kimileri iktidarımız sallanmakta diyor! Bir koçun da testisleri sallanır, ama düşmez!

Aşk bir çiçeğe benzer; en güzeli bile ölür.

Bir fırtınada kaptan, rüzgâra söz geçiremiyorum diye gemiyi bırakır mı?

Bilinende sınır vardır, bilinmeyende sınır yoktur. İnsan aklı anlaşılmazlığın engin okyanusunda barınacak bir ada sağlar. Her kuşağa düşen iş, bu okyanustaki adaya biraz daha toprak katarak büyütmektir.

Merdivenin basamağı, üstünde dinlenmek için değil, kişinin daha yukarılara tırmanmasını sağlamak üzere ayağını bir süreliğine dayaması için vardır.

Korku tuhaf bir topraktır. Genellikle itaat yetiştirir, tıpkı sıra sıra ekilen ve bu sayede yabani otları ayıklaması kolay olan mısır gibi. Ama bazen içinde meydan okuma patatesleri de biter ve bunlar yeraltında gelişir.

Işık her şeyden hızlı olduğunu düşünür. Ama ışık ne kadar hızlı olursa olsun karanlık her zaman ondan önce ulaşmış ve onu bekliyor olur.

Zaman bir uyuşturucudur. Fazlası sizi öldürür.

İstanbul bugün yorgun, Üzgün ve yaşlanmış, biraz kilo almış, Ağlamış yine, rimelleri akıyor.

Kayıp bir bavul gibiyim, havaalanında, Ya da boş bir yüzme havuzu, sonbaharda.

Sen yıllarca balık tutan ve küçük bir balık yakalayan bir balıkçı gibisin. Bazen orta boy bir balık. Şanslı ol ve büyük bir balık al. Ama biliyorsunuz, orada her zaman kaçan gerçek bir büyük balık var. Siz ve ekibiniz çok sayıda seri katil alacaksınız ve onlar size yardımcı olacaklar. Ama gerçek iyilerle, suyun altında neler olup bittiğini öğrenmenin tek yolu suyun altına girmek. Balıkçı suyun altında boğuluyor. Ama seni boğulmadan oraya götürebilirim.

Bu nedir? Bir elin beş parmağı. Bunu ne yapacaksın? Bunların üstüne bir Osmanlı beşlisini indireceksin...

Benim kafam giyotinin altında. Ama sizden dik durumda olmanızı istiyorum.

Siz bu hükümetin ömrünü uzatmak için gönderilmiş bir pilsiniz.

Bunlara devletin bir çikolatasını ikram etmem.

Bunlara Türkiye'nin tapusunu verseniz Bulgaristan'ın tapusunu isterler.

Devletin gücünü anne şefkatiyle sararak getireceğiz...

Müzik, önce kanıma değil, mideme girdi. Nasıl girmesin, her akşam saat beşte sütümün yanında notalardan yapılmış kurabiyelerden bulurdum.

Yüzünde toprak kokusu olanın alnında çakıl izi bulunması doğaldır.

Uyku bazen mideden, bazen kalpten, bazen de gözden gelir; ilkinden aç insan, ikincisinden dost, sonuncusundan cingöz insan olur.

Talebeydim ve silgim bir parça araba lastiğiydi, defterleri yırtar kendi eksilmezdi; oradan bilirim, sözü lastikli adam kaybetmeye dayanamayan adamdır.