Bir erkek, hayatı boyunca hiç kendisiyle çelişmemişse, büyük ihtimalle, hiçbir şey hakkında konuşmamıştır.
- Henüz kategori yok.
-
Arka Sokaklar'dan Şehitlere 'Sürgün' Saygısı: 727. Böl…15.11.2025
-
2026 Dünya Kupası Elemeleri: Slovakya-Kuzey İrlanda Ma…15.11.2025
-
DFB Yıldızı Nick Woltemade'den Milli Takım Golü, Newca…15.11.2025
-
Arka Sokaklar 727. Bölümde Heyecan ve Duygusal Şehit A…15.11.2025
-
Las Palmas ve Valladolid Arasında Kritik LaLiga Hyperm…15.11.2025
-
Jeffrey Epstein'ın Yeni Açıklanan E-postaları, Donald …15.11.2025
-
Rapçi Bushido Hakkında Özel Korumalar Nedeniyle Yolsuz…15.11.2025
-
Sosyal Medya Fenomeni Bornovalı Ayşo Kalp Krizi Sonucu…15.11.2025
-
Kızılcık Şerbeti'nde Şok Edici Gelişmeler: Yeni Yüzler…15.11.2025
-
Özge Borak Kızılcık Şerbeti'nde Salkım Rolüyle: Kimdir…15.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#hayat
Her deniz teknesinin olduğu gibi, herkesin de bir pusulası vardır. Bu pusulanın ibreleri çeşitli yönleri gösterir. Kiminde banka hesabını, kiminde çıkar sağlamayı, kiminde koltuk hırsını, kiminde ün salmayı... Benim pusulamın ibresi hep tiyatro sevgisini gösterir.
Umut, her zaman, en kötü koşullarda bile vardır. Ama onu sırtlayıp taşıyabilmek gerekir. Bazen umudu sırtımızda taşımaktan yorulur ve teslim oluruz hayata: "Umut kalmadı deriz." Oysa umut yanımızda, onu bıraktığımız yerdedir. Yorulan umut değil, bizizdir. Umudunu yere bırakan ve onu artık taşıyamayan kişi, hayatının anlamını da yitirmiş demektir.
Karanlık ve derin bir mahzende yüzyıllardır bekleyen kaliteli ve değerli bir şarap sanıyoruz kendimizi. Ama ne yazık ki, şişenin içinde bir damla bile şarap yok. Ama biz hâlâ çok değerli bir şarap olduğumuzu düşünüyoruz. Oysa yalnızca boş bir şişeden ibaretiz. Dışarıdan bakınca dolu görünen, ambalajı güzel, ama boş bir şişe. Bir gün şişe açıldığında ise, ne yazık ki yaşam serüvenimiz de sona ermiş oluyor.
Hayat bir zar oyununa benzer. Yaşarken kaç kez düşeş (altı altı) atarsak atalım, son atacağımız zar daima hepyek (bir bir) olacaktır. Şunu da unutma, ölüm asla hepyek atmaz.
Bu dünyada herkes varlığıyla bir boşluk doldurur, ancak yokluğuyla bir boşluk yaratacak hiç kimse yoktur ve olmamıştır da. Belki bazı kişiler için boşluk oluştursa da, hayatın kendisinde bir boşluk yaratmaz. Hayat geride bıraktığımız boşluğu hemen kapatır, doldurur. Hiç kimse vazgeçilmez değildir bu anlamda
Bir ilişkinin içi boşalmışsa, o ilişki hiçbir boşluğu doldurmaz. İlişkiler hayatımızda kapladıkları alan kadar değerlidir.
Hayat ne kadar sefil yahut ne kadar da hareketli ve parlak geçmiş olursa olsun, ölüm onu aynı oranda siler.
Anlaşılamamanın üzüntüsünü duyacağımız yerde, bütün zihnimizle başkalarını anlamaya çalışsak, hayat ne kadar güzel olurdu.
Eğer hayattan; size verebileceğinden fazla bir şey beklemezseniz, yaşayışı çok tatlı bulacaksınız, yalnız çok çalışınız.
Doktorlar sık sık duygusallıktan yoksunlukları, rüşvetle ilgili kokuşmuşlukları ve aptalca ya da aşırı tutkunlukları yüzünden kınanırlar. Ancak onlar bize hayatlarının ilkbaharını feda ettiklerini; öbür insanlara yararlı olmak üzere yirmili ve otuzlu yaşlarında en değerli yıllarını tümüyle yitirdiklerini hatırlatmazlar bile. Dahası pek çok yokluğa göğüs germiş, çoğu doktor bütün bu zaman dilimleri içinde bir düzine geceyi bile gerçek uykuda geçirmemiştir. Pek çoğu bu yolda evliliklerini kurban etmiş ve çocuklarının büyümesini izlemenin benzersiz fırsatını kaçırmışlardır. Bu nedenle doktorlar dünyanın kendilerine zenginlik, saygınlık ya da toplumsal yeri sağlamak gibi bir bedeli borçlu olduğunu savunduklarında onların bu istekleri tümüyle nedensiz değildir. Ayrıca asık suratlı istatistikler göstermektedir ki, doktorlar sık sık hastalarından daha kötü acıları çekerler.Çünkü kimse yıkılan bir evliliği onaramaz ya da babasının sürekli savsaklamaları yüzünden yıkıma uğramış çocukların ahlakını düzeltemez.