Her kültürün bir yaratılış efsanesi vardı. Ama modern bilim, Galileo, Kopernik, Kepler ve Newton’dan başlayarak bu sorulara yanıt vermeye başladı. Soru soruyu açtı ve Güneş Sistemi’nden başlayarak yavaş yavaş nasıl bir evrende yaşadığımızı anlamaya başladık. Henüz “her şeyi” bildiğimizi iddia etmekten çok uzağız; ama birkaç yüzyıl öncesine göre çok şey biliyoruz.
- Henüz kategori yok.
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
-
Marsilya'nın Gözü İsmail Yüksek'te: Fenerbahçe Satışa …08.11.2025
-
Atletico Madrid, Metropolitano'da Levante'yi Ağırlıyor…08.11.2025
-
Sunderland - Arsenal Karşılaşması Öncesi Kapsamlı Bakı…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Her bilimin temelinde, evreni düzenleyen ve yönetenler kadar sabit ve değiştirilemez ilkelere dayanan bir sistem vardır. İnsanoğlu bu ilkeleri yapamaz, sadece keşfeder.
Ayaklarınıza değil, gökyüzüne bakın. Gördüğünüz şeylerin mantığını anlamaya çalışın. Evren’in neden var olduğunu düşünün. Meraklı olun.
Aklın zinde kuvveti galip geldi ve göklerin yanan surlarına doğru çok uzaklara yola çıktı ve düşünce ve aklı içerisinde sınırsız evreni ele geçirdi.
Bilim her zaman 'laboratuvarda yapılan kontrollü deneyler sonucu elde edilen bilgiler bütünü' olarak, yanlış anlaşılmıştır. Bilim aslında çok daha geniştir: Evren hakkında güvenilir bilgi elde edebilmenin tek yoludur.
Bilim harika bir oyundur. İlham vericidir ve tazeleyicidir. Oyun alanıysa Evren'in ta kendisidir.
Dünyaya nasıl göründüğümü bilmiyorum; ama ben kendimi, henüz keşfedilmemiş gerçeklerle dolu bir okyanusun kıyısında oynayan, düzgün bir çakıl taşı ya da güzel bir deniz kabuğu bulduğunda sevinen bir çocuk gibi görüyorum.
Artan mesafe ile bilgimiz kaybolur ve hızla kaybolur. Sonunda, loş sınıra ulaşıyoruz - teleskoplarımızın en üst sınırları. Orada, gölgeleri ölçüyoruz ve neredeyse daha önemli olan yer işaretleri için hayalet ölçüm hataları arasında arama yapıyoruz. Arama devam edecek. Ampirik kaynaklar tükenene kadar, rüya gibi spekülasyon alanlarına geçmemiz gerekmiyor.
Beş duyumuzla donatılmış - teleskoplar ve mikroskoplar ve kütle spektrometreleri ve sismograflar ve manyetometreler ve tüm elektromanyetik spektruma duyarlı parçacık hızlandırıcıları ve dedektörleri ile birlikte - etrafımızdaki evreni keşfedip macera bilimi diyoruz.
Beş duyusu ile donatılmış insan, etrafındaki evreni araştırır ve Macera Bilimini çağırır.
Bilimin temel amacı basitliktir ve daha çok şeyi anladıkça her şey daha basit hale geliyor.
Evren bilincine insanla ulaştık. Sayıları 300 milyonu aşkın tanrılar insanoğluna; evren üzerine, insan üzerine en ufak bilgiyi veremediler.
Aktarmaya alışık kişi, incelemeden yazar, aktarır durur. Tutarlı bakış ise yöneltildiğinde, gerçeği bulup ortaya çıkarır. Bilim de bu gerçeğin evrelerini parlatıp aydınlatır tutarlı görüş için.
Öğrendiğim her şeyin bana öğretildiğini sanmayın. Bir çok şeyi kendi göbeğimi kendim keserek öğrendim. Hatta en sağlam bilgilerimin doğrudan bana öğretilenler değil, kendi içimden keşfettiklerim olduğuna inanıyorum.