- Henüz kategori yok.
-
Hakkari ve Yüksekova'da Yoğun Kar Yağışı Hayatı Felç E…16.11.2025
-
Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde Maden Köprüsü Çökmesi…16.11.2025
-
Bayburt'ta 2024 Yılının Gelir ve Kurumlar Vergisi Reko…16.11.2025
-
Nijerya ve Kongo DC, Dünya Kupası Elemeleri Play-Off F…16.11.2025
-
Esposito'dan Norveç'e Kritik Gol: Adani'den Haaland'a …16.11.2025
-
İŞKUR Gençlik Programı Üniversitelilerden Büyük İlgi G…16.11.2025
-
Milyoner'den Akıllara Takılan Coğrafya Bilmecesi: On H…16.11.2025
-
Jannik Sinner, ATP Finalleri'nde Carlos Alcaraz'ı Mağl…16.11.2025
-
Dan Brown'ın Prag'a Özel İlgisi ve Avrupa'nın En Güzel…16.11.2025
-
İtalya'nın Dünya Kupası Çıkmazı: Norveç Maçı ve Haalan…16.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#toplum
Aydınlar azınlığı kara kalabalık içinde ne yapacağını şaşırır. Ahlakını bozmadıkça politikada başarı kazanamaz.
Biz yalnız kendimize hak veren, başımıza gelenlerden bizden olmayanları sorumlu tutan pek tuhaf bir milliyetçilik "peyda ettik." Bu milliyetçiliğin mayası "gâvur düşmanlığı"dır.
Din ile şeriatı bugün bile birbirine karıştıran üniversite diplomalı kimseler var. Tanrı'ya inanırsınız. Ona karşı güvenlerinizi yerine getirirsiniz. Din burada biter, ötesi şeriattır. Şeriatçılık demek, Müslüman toplumlarını yedinci yüzyıl Hicaz aşiretleri şartlarına doğru geri sürüklemek demektir.
Böyle giderse bu memleketi, Yunanlardan kurtarır gibi, politikacılardan kurtarma davası alıp yürüyecek. En çok tutulan fikir akımı da o olacak!
"Zira ki ziyan ortada bilmem ne kazandık?" Sakın bu soruyu politika ödenekçileri ile resmî araba ve konaklara kurulmuş olanlara sormaya kalkışmayın: "Kör müsün?" deyiverirler.
Devrimciler devrinden sonra özürcüler devri... Bu milletin talihi bu. Tahterevalli. Bir yukarı ve arkasından hemen bir aşağı!
Kadın, hanımlığa çıkınca ve toplantılara karışınca cemiyet de yavaş yavaş eski katılığını ve kabalığını kaybetti. Nezaket denen şey, kadının hanımlaşması ile beraber doğdu.
Akan ve akmakta olan yaşamı, bilinçaltından ve bilinçten geçirip dışa vurma işidir roman. Hem bireysel, hem toplumsal boyutları olan bir yazı türü. Bir imbikleme... pembe beyaz yapraklardan gül suyu ve gül yağı çıkarmak gibi.
Bir çocuk doğar doğmaz onun kafasıyla kalbini bir yığın saçmalıklar ve yalanlarla doldurmaya başlıyoruz. Kalbini değil de yumruklarını kullanması için elimizden geleni yapıyoruz. Bunun en büyük sorumluları da sapık din adamlarıyla, politikacılardır. İnsanları bunların ellerinden kurtarmak gerek.
Evet insan şahane bir maskaraydı. Yaşamak istiyorsan her kılığa girip çıkacaktın. Halkı köle olarak sömüren kompradorların kurduğu dünya buydu.
Bir kızım olduğu için çok mutluyum.Ve umarım o da aptal olur... Çünkü bir kızın dünyada ola bileceği en iyi şey, güzel ve aptal olmaktır.
Tek bir şey var insanlığın emin olduğu Zenginin parası çok olur fakirin çocuğu..
Sonra yukarıda şıklıklarını ve boş kafalılıklarını saydığım zevat: memlekette sanatkâr yetişmiyor derler. Elbette ya… Yetişmez. Balkabağı değildir ki ekerseniz çıksın! Sanatkâr sizin akl-ü izandan ari [mantıktan uzak e.n.] kafanızın yetiştireceği şey değildir, o doğar istidadını gösterir, himaye edecek bir muhit bulursa orada büyür.