#hayat

'Hakk’ın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın. "Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir" diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?

Ben şuna inanırım: Çalışırsanız ve yetilerinizi aktif tutarsanız, ne yapmak istediğinizi de kafanızda hayal edebiliyorsanız hayat her anlamda kendiniz için de, etrafınız için de, tatmin edici olabilmek yolunda kolaylaşabiliyor.

Bunlar hepimizin yaşadığı ya da yaşayacağı şeyler. Ölümleri kabullenmek elbette kolay değil, çok kısaca anlatılabilecek bir konu da değil. Ancak hayatın parçası. İnsan her gün bir şeyler öğreniyor ve hayatın öyle garip bir dengesi var ki siz isteseniz de, istemeseniz de devam ediyor. Ve daha çok güçleniyorsunuz. Kırılganlığa gelince; ben zaten kırılganlığın sonradan ortaya çıkan bir şey olduğuna inanmam, belki bazı faktörler sebebiyle artıyordur; ama bence herkes biraz kırılgandır, herkes biraz hassastır.

Dışarıdan bakınca ne yapmak istediğim belli değilmiş gibi algılanabilir, ancak benim kafamda her şey çok net. Yaptığım şeylerden sıkılmak benim hayat şeklim. Bu şekilde var olabiliyorum. Ancak bu daha önce yaptıklarımı kötü bulduğum veya bir arayışta olduğum anlamına gelmiyor.

Öyle çabuk geçiyor ki günler. Hele sen de bir bak hayatına. Daha dün doğmuşuz sanki. Yeni okula başlamışız, Yeni sevmişiz. Öyle çabuk geçiyor ki günler. Hele sen de bir bak hayatına. Yarın bitecek sanki her şey. Yarın ölecek gibiyiz. Daha doymamışız yaşamasına. Günlerimiz dün bir, bugün iki. Sakın bir şey bırakma yarına. Yarın yok ki.

Biz gerçekten bir kukla sahnesindeyiz: Kuklacı Felek usta, kuklalar da biz. Oyuna çıkıyoruz birer, ikişer ikişer; Bitti mi oyun, sandıktayız hepimiz.

Liste
Yükleniyor…