Ozan Önen

İstediğin kadar neşeli, iyicil, açık fikirli, başkalarına zararı olmayan biri ol: Bazıları mühürlüdür ve seni karanlığa çekmek isterler. Bazı insanlar, başka insanların karanlığına maruz kalmaya fazlaca alıştıkları için, senin aydınlığını bile kötüye yorarak, hakkında olmadık kusurlar üretebilirler.

Bugün, birkaç duble ilkbahar içip kırlarda volta attım... Aramızdaki şehirleri çıkardım, mesafelerden kurtuldum. Çıngar çıkardım takvimler arası. Kelimelere gelişine vurdum. Yırttım attım haritaları, anayasaları. Seninle bin kez daha dağıldım sayfalar üstü, cemreler sonrası, adalar arası... Seni var ya, seksen milyonlarca kez öptüm saydım. Cıvıl cıvıl bir şehir akşamının sokaklarında buldum kendimi... Çiçekli bir baharın koynundan taştım. Çıplak ayaklarından öptüm say seni: Geldim, sokuldum, koltuk altından öptüm seni... Gülen gözlerinden bin kere öptüm. İçim ilkbahar sabahı, dışım yaz gecesi... 'Florebo cuocumque ferar' diyor bilgenin biri: 'Taşındığım her yerde çiçek açacağım' demiş yani. Yürüdüğüm her yerde çiçek açtım bugün... Ben bugün, ilkbaharın kendisi oldum. Bilmem, senin bundan haberin var mı?

Kimi zaman hayatına sızan bir insanın, kimi zaman da hayatına sızan bir cümlenin, önüne çıkıveren bir duvar yazısının, bir şehrin, bir ağacın, bir kitabın ya da şahdamarına nazır çekilmiş bir sustalının, hayatını baştan aşağı değiştirme ihtimalini haiz görünmez gücü, seni belini kavrar gibi ılık ılık teslim alacaktır yabancı.

Liste
Yükleniyor…