Jonathan Swift

Gerçek anlamda çok az insan gerçekten bugünü yaşar, çoğunluğu bir başka zaman yaşamaya başlayabilmek adına bekler ve biriktirir.

Kralların ellerinin en uzak noktalara dek ulaşabildiğini sıkça duymuşuzdur; keşke kulakları da o kadar uzak noktalara ulaşabilseydi.

Hırs çoğu zaman insanlara en alçak işleri yaptırır, demek ki insan bedeni yukarılara tırmanırken sürünürken girdiği biçime girer.

Yolculukta, yanımda her zaman birçok kitap bulundurduğumdan, eski ve yeni yazarların en iyilerini okumakla geçirirdim.

Ülkenizin halkından birçoğunun doğanın yeryüzünde yarattığı canlılar arasında, en kötü yaratıklar olduğuna inanıyorum.

İster bilgece, ister aptalca görünsün, bir kitabı okurken, o bana sanki yaşıyormuş ve benimle konuşuyormuş gibi gelir…

Bu denli az evliliğin mutlu olmasının nedeni, genç hanımların zamanlarını kafes değil de yuva yapmaya harcamasıdır.

Bir şeyi istediğimiz zaman hep onun çekici yanlarını görürüz, onu elde ettikten sonra da hep kötü yanlarını buluruz.

Bizlere görmemiz için iki göz, işitmemiz için de iki kulak veren doğa, konuşmamız için sadece bir tek dil verilmiştir.

Nasıl ki üstün erdemleri olan birini hakkınca övmek zordur, üstün kötülükleri olan birini de hakkınca yermek zordur.

Bir kişinin bir şekilde düşünmediği bir konuda düşünme biçimine sahip olduğunu göstermeye çalışmak boşuna.

Dünyaya gerçek bir dahi geldiğinde, onu şu işaretten tanıyabiliriz; bütün ahmaklar ona karşı birleşmişlerdir.

Hristiyanlık, tam bir tutarsızlık içinde olduğundan oybirliğiyle bir yana atılalı çok uzun bir zaman oluyor.

Uyarıları dinlemeye bile bu denli direnirlerken insanların önerilere kulak vermesini nasıl bekleyebiliriz?

Çünkü bir kimse akla boyun eğmezlik edemez; meğer ki akıllı bir varlık olma iddiasından vazgeçsin.

Öyle bir din ki: Bizi birbirimize nefret ettirriyor. Aynı zaman da bu din, bizi birbirimize sevdirmiyor da.

Yalnızca havayla beslendiği söylenen bukalemun, tüm hayvanlar içinde en çevik dile sahip olanıdır.

Hiçbir savaş, inanç ayrılıklarının sebep olduğu boğuşmalar kadar şiddetli, kanlı ve uzun olamazdı.

Özgür bir ülkede yasalar, toprak sahiplerinin çoğunluğunun kararlarında oluşur ya da oluşmalıdır.

Doğa'nın hiçbir şeyi boş yere yapmadığının, Öklid'in kanıtları denli açık olduğunu düşünüyorum.

Yoksul uluslar, aç; zengin uluslar da gururluydu; açlık ile gurur da, hiçbir zaman bağdaşamazdı.

Bilge insan, tüm koşulları hesaba katarak bağlantılar kurmaya ve sonuçlar çıkarmaya çalışır.

Bazı insanlar bilgeliklerini saklamaya, aptallıklarını saklamaktan daha fazla özen gösterir.

Bu dünyada değişim dışında, hiçbir sabit şey yoktur.. Değişimi duran şey cansızlaşmıştır..