- Henüz kategori yok.
-
Güller ve Günahlar 5. Bölümde Berrak'ın İntihar Girişi…08.11.2025
-
Monaco-Lens Maçı Öncesi Kadrolar Netleşiyor: Pogba Yok…08.11.2025
-
Espanyol, Villarreal'ı Ağırlıyor: Gerard Moreno Dönüş …08.11.2025
-
Chelsea - Wolverhampton Maçı Öncesi Sakatlıklar ve Enz…08.11.2025
-
Le Havre-Nantes Karşılaşması: Erken Gol ve Kaleci Carl…08.11.2025
-
Rhein Derbisi'nde Mönchengladbach, Köln'ü Üç Golle Geç…08.11.2025
-
Dilek Kaya İmamoğlu'ndan Ekrem İmamoğlu Vurgusu ve İBB…08.11.2025
-
Rhein Derbisi: Mönchengladbach - Köln Maçında Goller v…08.11.2025
-
Uluslararası İş Birliğiyle Portekiz, Dev Uyuşturucu Se…08.11.2025
-
Vince Gilligan'ın Pluribus Dizisi Apple TV+'ta Başladı…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Hüseyin Rahmi Gürpınar
İnsan severken, sevilirken niçin o günkü saadetinin dışında ve onu bozabilecek gizli hıyanetler de bir tat arıyordu? Bu suale bir cevap veya hüküm aramak için kalbinin derinliklerine inen her insan, ömrü boyunca bu çeşit zayıflıklara tutulmuş olduğu birçok zamanları hatırlamaktan zihnini kurtaramaz.
Kâinat içinde her zerre bir alem olduğu gibi, insanlıkta da her insan bir kâinattır.
Bütün canlılarda kör bir nefisle doymaz boğaz vardır. Bütün boğuşmalar, birbirini öldürmeler bunun üzerine olur.
Öbür dünyanın en yüksek makamlarına sevapla çıkıldığı halde bu alemin yüksek rahat basamaklarına çok defa fesat ve günahla varılıyor.
Halk, reklamcılığın çoğunun sırf aldatmaktan ibaret olduğunu bilip de uyanık bulunsa dünyayı zarara sokan bu sanat korkunç bir halde bu kadar ilerleyemezdi.
Erkek her şeye kadının razı olmasını beklemek zorunda kalırsa insanlık çılgın kanatlı bir kelebeğin arkasından koşan şaşkına döner.
Nefret... Nefret... Nefret... Ne yüksek bir duygu... Ama ne kadar çağırsak yardımımıza gelmiyor, bize kadar alçalmıyor, biz ona kadar yükselemiyoruz.
İnsanın ıstırabı dayanıklılığının üstüne çıktığı bazı hallerde tabiat, beyni uyuşturur, adeta kendi kendine hisleri uyuşturmuş bir hal alır.
İşte insan mayasının bayağılığı... Her vakit bizi istemeyenlere tutuluruz. Her işte bir ifrit gibi kabaran izzetinefis, sevdasının önünde siner, bükülür. yok olur.
Teessüf olunur ki şeytanın idaresi, yeryüzündeki teokratik ve laik hükümetlerin en sözü geçeri, en kuvvetlisi ve en geniş olanıdır.
Kendini beğenmişlik. Güya buna karşı gelmek için de bir laf uydurmuşlar: Vicdan... Yalnız laf olarak var olan bu söz her vakit ve her yerde kendini beğenmişliğin kurbanı oluyor.
Hayatın sahnesi geniş, oyuncular dağınık... Kâh seyirci, kâh oyuncu oluyoruz. Çok defa birbirimizin komedyalarımızı, facialarımızı seyrediyoruz.
Bu dünyada nereye gitsen senden kuvvetli, sende kurnazının elinde uşak olursun.
Kanunların birçok lastikli yerleri vardır. Bu öyle bir kuvvettir ki onu ellerinde kullananlar lazım olunca onu istedikleri gibi eğip bükülmek ustalığına sahiptirler.
Bu dünyada insanlara hakim olmak için iki şey vardır: Birincisi kuvvet, ikincisi kurnazlık...
Çocuk denilen insan fidanında merhametin pek kıt olduğunu veya hiç olmadığını o zaman anladım.
Mazi neler yutuyordu neler! Kederlerimizi, götürdüğünden ziyade sevinçlerimizi de gömüyordu. En büyük filozoflarımız bile geçmişle gelecek akımları arasında bizi sürükleyen şimdiden doğacak saadetleri bekleyerek yaşamıyorlar mı? Hayatın aldatıcılığında öyle bir sihir var ki, gelecek zaman, çektireceği bütün felaket ve uğursuzlukları tesirli bir söyleyişle yüzümüze bağırsa, yine maksadının korkunçluğunu anlamak istemeyeceğiz.