Rasyonelden irrasyonele itildiğimizin farkıda değiliz... Belki de medeniyet uyuyor ve zaman zaman rüya görüyor.
- Henüz kategori yok.
-
Arnold Schwarzenegger'dan The Running Man Remake'ine T…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Rafa Silva'nın Geleceği Belirsiz: Saha İçi…08.11.2025
-
Cengiz Ünder'den 8 Milyon Liralık Göz Kamaştıran Evlil…08.11.2025
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
O ki; rüyana gireceğim diye söz verdi. Nice yıllar geçiyor ki bu söz yüzünden gözüme uyku girmedi.
Adam İngilizin dokuduğu kumaştan elbiseyi giyiyor. Alman malı lokomotifin çektiği trene biniyor. Namaz vaktine ne kadar kaldığını cebindeki İsviçre malı saate bakarak kestiriyor. Odesa'dan getirilen Rus unundan yapılma ekmek yiyor ama şapkayı giyince kâfir olacağını sanıyor. Bu karanlık, donmuş, hasta kafayı yenmemiz gerek. Çünkü bir an dalsak, bu kafa devreye girer, halkı yine kendine benzetmeye, ortaçağa çekmeye kalkışır. Onun için yarımız uyusak, yarımız uyanık durmalıyız.
Toplum kendi teknolojisinin bir ürünü haline geldiğinde kendi kendisini yok eder.
Evriminin erken döneminde insan uzun uyumaz, kısa ve kopuk kopuk uyurdu. Dolayısıyla uykunun arasına gerçekler sokulurdu. Sonra insan uzun uyumaya başladığında bu gerçekler, uykunun içinde aralıklarla görülen rüyalara dönnüştü.
Medeniyetimizin ayakta kalmasını istiyorsak büyük adamların önünde eğilmeyi, diz çökmeyi bırakmalıyız.
Bir ulus her zaman büyük şehirlerinde çürümeye başlar, aslında belki de her zaman orada çürür.
Hırsızlığı kaldır, artık mahzenlere, demir kapılara, kasalara, bankalara, polislere, bekçilere lüzum kalmaz. Medeniyet çalışmalarının ehemmiyetli bir kısmı şıp diye durur.
Doğa, hoşgeldin diyen kollarıyla uzanır bize ve onun kadınsı güzelliğinden haz almaya çağırır bizi; ama biz onun sükunetinden ürker, kalabalık kentlere akın ederiz ve orada tıpkı vahşi bir kurdun önünden kaçışan koyunlar gibi birbirimizi sıkıştırarak yaşarız.
Kimse uyandırmasın kimseyi. Herkes mutlu uyurken. En kötü kabus bile iyidir hayatın kendisinden.
Bir zaman sonra, "karanlık çağlar" dediğimiz şey belki de bizim çağımızı da kapsayacaktır.
Medeniyet… çocuklarını, refahlarını sağlayamadan çok fazla üreterek öldürüyor. Ahlak ya da sahte erdem teorileri, kendilerini yoksulluktan satmaya zorlanan topçu yemi, terbiyecilerin karınca yuvası üretmeye teşvik eder. Bu kusursuz babalık, sahte bir erdemdir, zevk bencilliğidir.