Kediler, ışıktan daha da uzaktılar. Kusursuzlukları rahatlatıcıydı. Bedenlerinin kusursuzluğunu ve yeteneği içinde hata ya da sapma nedir bilmiyorlardı. Bir an için varlıklarının derinlerine inerler, sonra yumuşacık kürkleri içinde hareketsiz kalırlar, ağırbaşlı ve tehdit edecek derecede ciddi olurlar, gözleriyse testekerlek olur, görünen her şeyi ateşli kraterlerinin içine çekerlerdi. Ama bir süre sonra yeniden yüzeye çıkarlar, bön bakışlarından esneyerek sıyrılırlar, hayal kırıklığı içinde, hayalden yoksun kalırlardı. Özgüvenli bir zarafetle dolu, içe dönük hayatlarında herhangi bir seçeneğe yer yoktu. Bu kusursuzluk hapishanesinde sıkılıp, hüzne kapılırlar, kırışık dudaklarıyla hırıldarlar, çizgilerin genişlettiği suratlarında ise soyut bir acımasızlık ifadesi okunurdu.

Benzer Sözler

Çok yoğun hayatlar yaşıyoruz. Fakat sokakta gördüğümüz bir kedi sayesinde, kendimize ayırmadığımız bir dakikayı, kediyi severken kendimize ayırabiliyoruz. Aslında sokak kedileri, İstanbul’da yaşayan insanların, yoğun hayatlarından bir dakika dahi olsa sıyrılmalarını sağlıyor. Kedilerle insanların arasındaki bağ bizi, felsefi düşüncelere, varoluş gibi çok derin yerlere götürdü.

Aslında hüzün hakikaten dünyanın neresinde, her insanda, daha az ya da daha çok diyebilir miyiz, her ırktan, her gelenekten, her dinden insanın hücrelerinde olan bir şey bu, tersini düşünemiyorum.

Liste
Yükleniyor…