Her zaman tekrarlarım: ‘Cumhuriyet kuşağı sevdiğini, rejim uğruna terk edebilirdi’, etti de...
- Henüz kategori yok.
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
-
LaLiga'da Kritik Randevu: Sevilla ve Osasuna Düşüşü Du…08.11.2025
-
Hull City Zirve Takibinde: Art arda Gelen Galibiyetler…08.11.2025
-
Rochester Adams, Stoney Creek'i Yenerek Bölge Şampiyon…08.11.2025
-
Kompany'nin Rekor Peşindeki Bayern Münih'i Union Berli…08.11.2025
-
Ankara'da Elektrik Kesintileri: Başkent EDAŞ'tan Şebek…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Türkiye’de pek çok insanın kafası din ve ifade özgürlükleri konusunda karışıktır. Ama aynı zamanda bu konuları düşünmeye ve tartışmaya yönelik ciddi bir istek ve merak vardır. Cumhuriyet döneminde dindarlara yöneltilen hoyrat ve küçümseyici dil bu tartışma sürecini zorlaştırmıştır. İnsanlar din ve ifade özgürlüğü konularını konuşmaya istekli, ama aynı zamanda, anlaşılır nedenlerle, son derecede ürkek ve alıngandır.
Davam ve toplumum için, çocuklarımın ve çocuklarımızın geleceği için girdiğim bu dört duvar, bilinsin ki benim için yalnızca saraydır.
Öyle bir düzen istiyoruz ki bütün bayağı acımasız tutkular, zincirlensin; bütün cömert ve iyiliksever tutkular yasalarla desteklensin. Tutku, vatana hizmet etme ve onura yaraşır olma arzusu olsun. Vatan her bireyin refahını sağlasın ve her birey gururla vatanın ününden ve refahından faydalansın. Herkes cumhuriyetçi duyguların sürekli beraberliği içinde ve büyük bir halkın takdirine yaraşır olarak büyüsün. Her türlü sanat, kendilerini soylulaştıran özgürlük nişanları, sadece birkaç evin korkunç lüksünün değil, kamu zenginliğinin kaynağı olsun…
Bu zavallılar bilmelidirler ki özledikleri ve özendikleri o rejimlerin gelmesi hâlinde bugün yazabildiklerinin bir satırını yazmak, meydanlarda istediklerini söyleyebilmek, en haklı düşüncelerini dahi yakınlarına olsun açabilmek imkânından mahrum kalacaklardır. Bunu anlamak ve bütün dehşeti ile görebilmek için tarihte düşledikleri rejimlerle yönetilen ülke örneklerine bir defa bakmaları yeterlidir. Bu nedenle Türk Silahlı Kuvvetleri, uğrunda uzun mücadeleler vermiş olan ve en değerli varlığımızı teşkil eden hürriyetimizin tek güvencesi cumhuriyetin yozlaştırılmasına hiçbir zaman müsaade ve müsamaha etmeyecektir.
Bayrak yalnızca bir kumaş parçasıdır; ancak yine de bir asker onu korumak uğruna canını feda edecektir.
Vatan sevgisi duygularının insanları ne kadar büyük fedakarlıklara razı ettiğine örnek aramak için her yerden önce köylere gitmelidir.
Öyle ya, bir milleti idare etmek işini üzerine almış bir insan, bütün hayatını toplumun çıkarlarına adamak için kendi çıkarlarından vazgeçmiş demektir. O hep milletinin mutluluğuyla ilgilenir.
Cumhuriyet, [res publica], halkın işidir [populi res]; halk, herhangi bir şekilde bağlantılı tüm insan gruplarını değil, ancak hukuk ve haklar konusunda ortak bir anlaşmaya varmış, karşılıklı menfaatlere katılmaya istekli birçok insanın bir araya gelmesidir.
Bir cumhuriyet, adalet ve onur ilkelerini kafasına yerleştirmiş bir insan kitlesine sahip olmaksızın sağlanamaz.
Geçici güvenlik uğruna temel özgürlüğünü feda eden insanlar ne özgürlüğe ne de güvenliğe layıktırlar.
Demokrasi, bilinçte aşağı-yukarı eşit insanların rejimidir. Bir toplumun çoğunluğu "göbeğini kaşıyan adam" ise, orada demokrasi olmaz, olamaz...
Bu yeni düzenlenen süreçte edinilen dini bilgilerin ve son olarak gündeme getirilen Osmanlıcanın bizim dışımızdaki toplumlarda kullanma şansı hiçbir zaman olmayacaktır. Yeni bir bilgi kazanılmasına da yardımcı olmayacaktır. Din simsarlarının ve Cumhuriyeti düşman olarak görenlerin önemli bir aracı olacaktır. Hele kininizi unutmayacaksınız diye başlayan bir söylemle bu yönlendirme tezgâha konmuş ise yazık olacak bu topluma.
Kalpak bizim geleneklerimizde Cumhuriyetin ilk meclisinde, resmi yerlerde kullanılmıştır. Kalpak şapka değildir. Mahkemeden izin istedim. Mahkeme başkanı da kibar olarak 'kalpaksız oturun' dedi. Biz cumhuriyeti savunuyoruz. Cumhuriyet kalpakla savunulur. Cumhuriyeti savunmanın sembolüdür bu. Türban değil, kalpak...
Oligarklar, bu kadar 'dindar' ve bu kadar porno-kar olmasalar, fabrikalarda bu sükuneti sağlayamazlar.