Bazen, sırf ağlamaya yer kalmadığı için gülersiniz.

Hayat gelip geçiyor ağlamakla gülmekle, zaten komiklik yapıyorum ben böylesine bir dünyaya gelmekle.

Bir insan ne için ağladığını biliyorsa, bir gün gülmeyi de hakedecektir.

Zorla güldü âmâlar, ağlamak mı ayıp?

Ne kadar güler ise düşman, o kadar ağlatır seni.

İnsan bir mendille gezmeli hayatı, ne zaman ağlayacağı bilinmez ki.

Amma meraklısınız ağlamaya! Hayat zaten bir tuhaf, bir de acıklı şarkı meraklısı olmayın, yırtalım su arabesklikten lütfen!

Hayatta hiçbir şey olgun bir erkeğin ağlaması kadar yürek paralayıcı değildir.

Bir soğan insanları ağlatabilir ama asla insanları güldüren bir sebze olmadı.

Kaderin tekerine çomak sokamazsın. Sen kim oluyorsun da kimin öleceğine, kimin yaşayacağına karar vereceksin?

İnsan mutluluğun olduğunu bildiği zaman ağlar. Ona inanılmadığı zaman artık ağlamaz.

Ağlamak, şu gelip geçici dünyada her şeye rağmen varolmak demek.

Ağlamak, öfke, delice nefret, doruklarda aşk, doyumsuz sevinç, kahreden keder, kısaca hayat ve nefesindir.

Ben hiç gülmedim demem; güldüm. Güldüm ama şöyle içten, candan gülmedim.

Zorla güldü âmâlar, ağlamak mı ayıp?

Aslında sorarsanız, ben güldürdüm, siz güldünüz sonra ben ağladım siz yine güldünüz.

Hangi dilde ağlar çocuklar, Hangi dilde güler. Ağlamak her dilde tek anlamda.. Çince, İngilizce, Türkçe!.. Burnunu çeke çeke ağlamak.. Belki biraz çocukça.  Ağlamak, hüngür hüngür, Ağlamak, içini çeke çeke.. İnsanca!…

Sevincin kapıları, acıların anahtarlarıyla açılır.

"Gerçek şarkılar"ın etkisi asla yadsınamaz, hayatın özel anları silinemez olur. Keder azalır, bazen özlem depreşir. Umut, heyecan, hatta bir günün seyri değişir farklı düşünce yapısına sahip insanlar bir ezgiyle bütünleşir.

Gülmek içsel bir koşudur.