siyaset

İsrail, Yahudi yerleşimlerini bir insan kalkanı olarak kullandığında "iç düşmanları"ndan daha az bir fanatizm sergilemiş olmuyor. İsrail ordusuna ulus adına değil Tanrı adına savaşan muhafazakâr Yahudiler sızmış durumda. İsrail ordusunun Hamas'ın füze tacizlerine karşı gösterdiği orantısız şiddet bu akıl tutulmasının işaretidir.

Biz koşulsuz diyalog istiyoruz. Ancak kim müzakere masasına oturuyorsa kendi pozisyonunu incelemeli. Biz buna her zaman hazır olduğumuzu söyledik. Bağımsızlık bizim için tek çözüm değil. Biz dinlemeye hazırız. Bağımsızlık bizim önerimiz ancak bu konudaki pozisyonumuzu revize edebiliriz.

Tayyip Erdoğan seçimle gider mi? Bana göre hayır. Tayyip Erdoğan'ın artık seçimle bu ülkenin başından gitmesi bana pek mümkün görünmüyor. Tabii seçimle gitmez cümlesini sarf ettiğiniz an akla hep başka şeyler geliyor. Ne demek seçimle gitmez, o zaman darbe mi olacak? Valla darbe ihtimalini en az görenlerdenim biliyorsunuz. Çok uzun zamandan beri de -meslekteki söylüyorum- hatta ilk günden bu yana ki ben mesleğe başladığımdan hemen dört yıl sonra 12 Eylül darbesi olmuştu. O darbeden bu yana zaten askeri darbelerin, bu tür totaliter, faşist uygulamaların asla bu ülkeye yarar getirmeyeceğini söylemiş biriyim, nitekim getirmediğini de gördük. 12 Eylül askeri faşist darbesi işte döndü döndü döndü, 30-40 yıl sonra başka bir otoriter/totaliter rejime dönüştü. Onun için darbe, hem de bugünün koşullarında darbe yapabilecek kabiliyet yok. Kabiliyet yok derken işte yine kelimeleri seçmek gerekiyor. Sanki ‘Bu asker darbe yapamaz’. Hayır, koşullar onu getiriyor. Yani bugüne kadar darbelere bakın, dünyada da pek darbe kalmadı. Neden? Çünkü hem bir demokratik olgunluğa erişiyor ülkeler, ama daha önemlisi benim gördüğüm -geri kalmış çok ülke var- teknolojik gelişmeler, haberleşmenin çok hızlı olması darbe gibi genel ülkenin her tarafını aynı anda belli grupların aynı şekilde hareket etmesini önlüyor. Siz bir karar veriyorsunuz, ama o karar sizinle birlikte çalışanlara varana kadar zaten her taraftan duyulmuş oluyor. Yani teknik açıdan darbe yapmak bana göre çok zor.

Koronavirüs salgını başta olmak üzere, orman yangınları, sel ve çığ felaketleri ile karşı karşıya kaldık. Ancak devletimizin gücü, milletimizin de tahammülü ve feraseti ile hamdolsun tüm sorunların üstesinden geldik. Bu zorluklara rağmen 2021 yılı milletimiz adına büyük kazanımların elde edildiği bir yıl olarak da tarihe geçmiştir. Taksim Camisi'nin açılması, 540 milyar metreküp doğalgazın keşfi, Atatürk Kültür Merkezi başta olmak üzere 81 ilde yaptığımız devasa nitelikteki yatırımların açılışı, terörle mücadeledeki başarılarımız, TURKOVAC aşımızın acil kullanım onayı alması ve AKINCI TİHA gibi birçok yerli ve milli savunma sanayi projelerinin hayata geçmesi bizleri sevindiren olaylardır. Bu duygularla 2022 yılının ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için barış, huzur ve sağlık içinde geçmesini temenni ediyor, aziz milletimize ve kıymetli hemşehrilerimize selam ve saygılarımı sunuyorum.

Biz dünyanın en legal illegal örgütleriydik! İstanbul'da beni mahalle bekçisi tanıyordu yahu, bırakın siyasi şubeyi toplum polisini. Bunda şaşıracak hiçbir şey yok! Zaten öbür türlüsü olsa hakikaten şaşırmak lazımdı, 'Yahu bu devletin hiç mi istihbaratı yok' diye. Bir de, bu işi olgunlaştırıp yaptılar. Bütün istihbaratlar, bilgiler toplanmıştı bizim hakkımızda. Olmuşu topladılar! Silkelediler sadece ağacı!

Devrimden sonra anaokulunun nasıl olacağı konusunda yaşanan bir ayrılığın ciddiyeti olabilir mi?! Bu hale getirmiştik ince ince kıyarak... Tamam o Sovyet-Çin-Arnavutluk kutuplaşmasının getirdiği bir nesnellik vardı. Ama hem Sovyetleri savunup kendi arasında bölünen çoktu, hem Çin’i savunup kendi arasında bölünen çoktu, hem de Arnavutluk’u savunup kendi arasında bölünen çoktu. Yani aramızdaki ayrılıklar bir kere sınıfsal değildi. Mesela şu doğru değil: 'her ayrılık sınıfsal bir temele dayanır.' 60 tane sınıf yok ki! ama 60 tane örgüt vardı! Aynı miras üzerinden kavgaya tutuşursanız, miras kavgasının sonucunda cinayet olur! Bir müddet sonra cinayetler başladı.

Neocon-Ergenekon kadrosunda teknik direktör Şimon Peres; kaleci, teröristbaşı Abdullah Öcalan; geri üçlüde, Nicholas Sarkozy, Angela Merkel, Benjamin Netenyahu; orta sahada, Mehmet Haberal, Doğu Perinçek, Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, Yalçın Küçük; ileride de Kemal Kılıçdaroğlu ve Selehattin Demirtaş var. Kulübün başkanları da finansal oligarklar. Finans lordları yani. Bunlar finansal operasyonlar yapıyorlar. Faiz lobiciliği yürütüyorlar ama AK Parti Hükümeti, kriz lobisini nakavt etti. Türkiye'de ilk kez kriz lobisi, faiz lobisi nakavt oldu. Türkiye'ye operasyon çektiler ama başarılı olamadılar. Türkiye, artık eski Türkiye değil. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, artık kendi kişiliğini buldu.

Çok ilginç, zeki, fakat fazlasıyla hayalci bir insandı. '100 bin tank, 100 bin uçak yapacağız' demişti. Kendisini odama çağırdım. 'Sayın Erbakan bunu nasıl söylersiniz!' dedim. 'Bir kere mümkün değil, 100 bin tank, 100 bin uçak yapmamız. Bunların pilotlarını bulamayız.' Terledi. 'Efendim, böyle şeyler siyasette temenni manasında söylenir' dedi.

Liste
Yükleniyor…