- Henüz kategori yok.
-
10 Kasım Anıtkabir ve Dolmabahçe Sarayı Ziyaret Saatle…10.11.2025
-
ABD ve Suriye Arasında Tarihi Buluşma: Beyaz Saray'da …10.11.2025
-
Jannik Sinner, ATP Finalleri'nde Fırtına Gibi Esti: Sa…10.11.2025
-
Uzak Şehir 37. Bölüm: Alya ve Cihan'ın Aşkı Fırtınalar…10.11.2025
-
Balıkesir Sındırgı'da 4.9 Büyüklüğünde Deprem: Uzmanla…10.11.2025
-
Kastamonu'da Kayıp Anne ve Oğul Arayışında 'Daraltılmı…10.11.2025
-
Burgos FC ile CD Castellón Karşı Karşıya: LaLiga Hyper…10.11.2025
-
Balıkesir Sındırgı'da Yerin Altı Sallandı: 4.9 Büyüklü…10.11.2025
-
Tom Hardy'nin Başarılı Performansları ile İzleyicileri…10.11.2025
-
ABD ve Suriye Arasında Tarihi Zirve: Sezar Yaptırımlar…10.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Edebiyat
Şiir, resullerin sözü gibi, muhtelif teşrifata müsait bir vüs'at ve şümulü hâiz olmalı. Bir şirin manası diğer bir mana olmaya müsait oldukça her okuyan ona kendi hayatının da manasını izafe eder ve bu suretle şiir, şairle insanlar arasında müşterek bir teessür lisanı olmak pâyesini ihraz edebilir. En zengin, en derin ve en müessir şiir herkesin istediği tarzda anlayacağı ve binaenaleyh nâ-mütenâhî hassasiyetleri isti'âb edecek bir vüs'ati olandır. Mahdud ve münferit bir mananın çemberi içinde sıkışıp kalan şiir, hududu, beşeri teessürâtinin mahşerini çeviren o mübhem ve seyyâl şiirin yanında nedir?
Çocukken, kendime ait küçücük bir denizaltım olmasını isterdim, binip derinlere, kalabalıklardan uzaklara gidebileceğim, beni insanlardan ve hayattan saklayacak, zırhıyla beni kucaklayıp koruyacak bir denizaltı. Sonra yazıyı keşfettim, yazılardan bir denizaltı yapılabileceğini.
Türkiyede hiç değinilmemiş meseleleri yazıyorum. Ermeni meselesinde yazılmış ilk ve tek romandır Figan. Bundan 35 yıl önce yazdım. O zaman 'Ermeni Soykırımı' diye bir şey yoktu. Objektif bir araştırmayla Ermeni meselesinin zuhur ettiği yerleri gezerek ve yaşayanlardan dinleyerek yazdım.
Bir insan narkoz almadan, kesilip biçilecek yerini uyuşturmadan kendini kendi eliyle ameliyat eder, bunu da ölmeden başarırsa, insanoğlu için yaşamın en güç yanını, adı yapayalnız olmak denen şeyi de başarır.
Bu ülke düşünce insanlarımızı yerden yere çaldı, onları vurdu, vuramadıklarını yaraladı, bilim yuvalarının dışına kovdu; yetmedi, vatan sınırlarının dışına kovdu. Eğer arada sırada onlar için birazcık iyi bir şey yapmak zorunda kaldıysa, bunda da hep geç kaldı.
Her şey çok çabuk eskiyor. Papuçlar, perdeler, yapılar, sokaklar, duvarlar, sevgiler. Hepsi çarçabuk tüketiliyor.
Bizim milletimizin başarısızlığı kadınlara karşı gösterdiğimiz kusurdan ileri gelmektedir.
Bunca yorgunluktan sonra birbirimiz için yok olamayız. Hiç var olmamış gibi olamayız..