- Henüz kategori yok.
-
Sultanbeyli, CHP'nin 'Millet İradesine Sahip Çıkıyor' …12.11.2025
-
Ünlü Şarkıcı Fatih Ürek'in Sağlık Mücadelesi Devam Edi…12.11.2025
-
Tarım ve Orman Bakanlığı'ndan Gıda Hilesi İfşası: Sucu…12.11.2025
-
Lamine Yamal Sakatlığı İspanya-Türkiye Maçı Öncesi Gün…12.11.2025
-
Kademeli Emeklilik Beklentileri ve 1999 Öncesi Sigorta…12.11.2025
-
Marvel Evreni Genişliyor: Disney+ ve Gelecek Projeler …12.11.2025
-
Sony, PS5 Masaüstü Deneyimi İçin Özel Monitörünü Tanıt…12.11.2025
-
Marriott Ortaklığının Sona Ermesiyle Sonder İflas Etti…12.11.2025
-
ABD ve Avrupa Borsaları Yapay Zeka ve Hükümet Kapanışı…12.11.2025
-
Emekli Albay Orkun Özeller İlk Duruşmada Tahliye Edild…12.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#toplum
Şimdi çok iyi anladım ki; bizde zübük bir tane değil, biz hepimiz birer zübüğüz. Hepimizin içinde zübüklük olmasa, bizler de birer zübük olmasak, aramızdan böyle zübükler büyüyemezdi.
Hepimize attığı kazıkların bir ucu gök kubbesine, bir ucu yerin yedi kat dibine varmış. Şimdi biz yediğimiz kazıklar çıkar mı diyerek bile bile bir yalana daha göz yumuyoruz. Kazıklandıkça, insanın yalana inanası geliyor.
Parayı verince ne olmaz? Onu bana bırak. Memlekette ahlak diye bir bok kalmadı emin ol. Yahu, hakkını almak için rüşvet vereceksin. Namussuzluk diz boyu.
Biz böyleyiz, bizden ne köy olur ne kasaba... Böyle gelmiş, böyle gideriz. Lanetlendik mi, beddua mı aldık nedir? Çilemizdir çekeceğiz...
Uzun zamandan beri yapılan toplumsal ve diplomatik uyarıların da ne yazık ki bir etki yapmadığı görülmüştür. Dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşayan 2 milyara yakın Müslümanı rahatsız eden, rahatsız etmekle de kalmayıp ayağa kaldıran bu saygısızlıklara artık bir son verme zamanının geldiğini düşünüyoruz. Bu kayıtsızlık böyle devam ederse korkarız ki insanlık yakın bir gelecekte telafisi oldukça zor sorunlarla karşı karşıya kalacaktır. Yapılan ağır tahrikler karşısında sorunun giderek bir "güvenlik sorunu" olma istidadı kazandığı yolundaki gözlemimizi de kaydetmek isteriz..
Bugün toplumda en çok ilgi gören konuların başında tarih geliyor. Tarihle ilgili programlar, tarihî diziler, tarihî kitaplar ve dergiler büyük alaka çekiyor. O kadar ki, sadece tarihle ilgili yayın yapan televizyonlar bile yayına başladı. Bu geniş ilgiyi doğrusu ben hayırlı ve faydalı buluyorum. İnsanlar elbette geçmişlerini merak edecek, mazilerini araştırıp inceleyecekler. Bu merak, ilgi, tecessüs ve eğiliş, şüphesiz insanları doğru tarihi öğrenmeye sevk edecektir. Dayatılan tarih yerine doğru tarih öğreniliyor artık. Yayın dünyasında tarih kitapları rağbet görüyor. Okuyucu yayıncılardan tarihle ilgili kitapları istiyor. Bu isteğe ve ihtiyaca cevap veren yayınevleri de pek çok kitabı günışığına çıkarıyor. Şüphesiz bu olumlu gelişmelere ne kadar sevinsek azdır.
Eğer uygar bir insan olmak istiyorsan, öncelikle şiddet içermeyen biri olman gerek! Eğer uygar bir ülke olmak istiyorsan, öncelikle şiddet içermeyen bir ülke olman gerek! Şiddet, hasta zihinlerin aracıdır; sükûnet ve barış, sağlıklı zihinlerin aracıdır!
İnsanlık hayatının dinle başladığı ve başlangıçta din var olduğu, mukaddes kitaplar kadar felsefe ve ilmin de bize öğrettiği bir hakikattir. Geçmişte olduğu gibi, bugün de, ilimsiz, sanatsız, felsefesiz insan cemiyetleri vardır, fakat hiçbir zaman dinsiz bir cemiyet mevcut olmamıştır.
Unutma ki şairleri haykırmayan bir millet, sevenleri toprak olmuş öksüz çocuk gibidir.
Sosyo-ekonomik gelişimini tamamlamamış toplumlarda iyilik ve kötülük insanların arasında dağılır, gelişimini tamamlamış toplumlarda ise insanın içinde dağılır.
Bizim Müslümanlar ve Türkler olarak tarihte kurduğumuz en uzun ömürlü devlet Osmanlı Devleti’dir. Bu devlet ayrıca “modern zamanlarda” yaşayan en uzun ömürlü devlet idi. Onun için Osmanlıları, toplumunu ve kurdukları müesseseleri iyi tanımamız ve bilmemiz gerekir.
Sosyolojik olarak tarihimize yabancılaşmış durumdayız. Doğru tarihe süratle ihtiyaç var.
Kaç bin cami var bilmiyorum. Her imam üç kişiyi, her müezzin üç kişiyi eğitseydi bu ülkenin sorunu kalmazdı.
Laiklik, hayatı ruhani kürede yaşamak isteyenlerle, dünyevi kürede yaşamak isteyenler arasındaki alan paylaşımının adı olmaktadır. Bu açıdan tarafsız bir terim olan laisite (laiklik y.n.) yerine belirli bir tepeden inmecilik belirleyen laisizm (veya sekülerizm) tarafından ifade edilmesi hem yanlıştır, hem de ruhani dünyayı dünyevi dünyanın içinde kapsama ve tanımlama eğilimi belirtmesi açısından, kavramı hiç de açıklayıcı nitelikte olmamaktadır.
Ama biz kendimizi biliyoruz kardeşim. Kanunlara saygılıyız. Allah'tan korkarız. Önemli olan herkesin bu duygular içinde olması. Kanunlara saygılı olacaksın. Başkalarının haklarına saygılı olacaksın ama maalesef işte. Çok zor günler bekliyor ülkeyi.
Of... Of! Bunlar küçük şeyler ama bunlar mide bulandıran şeyler arkadaşlar. Tek partili döneme mi döneceğiz acaba? Yaa siz böyle koyun gibi olursanız döneriz valla ona göre.
Lütfen bana söyler misiniz, Türkiye'nin kaç Fazıl Say'ı var? Hani şu, çeşitli konularda duymaya alışmadığımız sözlerinden dolayı yerden yere vurduğumuz Say'dan söz ediyorum. Acaba kaç müzisyenimiz O’nun kadar üretkendir? O’nun kadar uluslararası alanda şöhreti yakalamıştır? Evet, var tabii. Ancak bir elin parmak sayısını geçmez.
Biz tahammülü unuttuk. Sabrı, vicdanı, merhameti unuttuk. Adalet ve utanma duygusunu yitirdik. Türkiye'de utanma duygusu yok. Utanma duygusunu yitirdiğinizde, her şeyi söylersiniz, yaparsınız ve utanmazsınız.
Dil, hem bireyin hem ulusun ruhudur. Bireysel ya da toplumsal ruh, dil temiz olduğu oranda temizdir.
Farklılıkları bilmek ve buna uygun davranmak en doğrusu; herkes en iyi yaptığı şeyi yapmalı.