Al yalnızlığını gel! Korkma, sıkılmayız. Senin yalnızlığın, benim yalnızlığımla konuşur. Biz susarız.
- Henüz kategori yok.
-
Bursa'da Peş Peşe Depremler: Balıkesir ve Gürsu Merkez…10.11.2025
-
Balıkesir Sındırgı'da 4.5 Büyüklüğünde Deprem: Çevre İ…10.11.2025
-
Anadolu Otoyolu Bolu Dağı Tüneli Çıkışında Zincirleme …10.11.2025
-
Bursa ve Kocaeli için Japon Uzmandan Hayati Deprem Uya…10.11.2025
-
Benfica'da Tarihi Başkanlık Seçimlerinde Rui Costa Yen…10.11.2025
-
Bursa ve Çevresinde Peş Peşe Depremler: Balıkesir Merk…10.11.2025
-
Balıkesir Sındırgı'da 4.5 Büyüklüğünde Deprem: Son Dur…10.11.2025
-
Ligue 1'de Emegha Şov Yaptı: Strasbourg, Lille'i Mağlu…10.11.2025
-
Çarpıntı Dizisi 9. Bölümde Halit'in Dönüşüyle Ortam Kı…10.11.2025
-
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü Saygı ve Minnetle Anma il…10.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#şiir
Al yalnızlığını gel! Korkma, sıkılmayız. Senin yalnızlığın benim yalnızlığımla konuşur, Biz ikimiz susarız!
Bir tohum verdin çiçeğini al. Bir çekirdek verdin ağacını al. Bir dal verdin ormanını al. Dünyamı verdim sana bende kal.
Ben de susuyorum sevgimi saklayıp içimde.. Duyuyorsun değil mi suskunluğumu nasıl haykırıyor.. Susarak sevgisini ilan eden çok var sevgilim .. Ama bir başka seven yok benim sustuğum biçimde..
Ezgi koydum, âhlarla, figanlarla Türk şi'rine, Öz dilimle haykırdım, 'Ey milletim, uyan! ' diye; Viran yurdun dolaştım, bir şehrinden bir şehrine; Saç ve sakal ağarttım ben de, 'Vatan, vatan! ' diye.
Genç çağdaydım, kendimi bir dikenli yolda buldum; Hıçkırıklar işittim, gül ve bülbül bağlarından. Felâketler topladım, Anadolu dağlarından; Uzun sazlı Âşıklar diyarında şair oldum.
Yokdurur zulme rizamiz, adle biz mâilleriz.
Gözleriz Hakkin rizasini emrine kaailleriz.
Arifiz, âyine-i âlem - nümadir gönlümüz.
Rüzgârin cünbüsünden sanmayin gaafilleriz.
Püse-i ask içre Adli kaal ezelden kalbimiz,
Gill-ü gisdan hâliyiz, âlemde sâfi dilleriz.
Mesela ben kendimi müziğimize şiiri katmış olarak görüyorum. Şiiri müzikleştiriyorum. İşe şarkı sözü diye başlamıyorum. Önce şiir yazıyorum, sonra onu kafiyeli hale getiriyorum, en sonunda da melodiyi buluyorum.
Ey yürüyenler Eğreti sözcükler arasında! Sizden kılıç - bizden kan Sizden çelik ve ateş - bizden can Sizden yeni bir tank - bizden taş Sizden gaz bombası - bizden yağmur Bizim üstümüzde de aynı gök, aynı hava Kanımızdan alın hissenizi, çekin gidin Danslı, yemekli bir akşam partisine gidin Bize düşen korumaktır şehitler gülünü Bize düşen yaşamaktır dileğimizce
Sinema sanat olsun ya da olmasın umursamadı. Elbette, içinde bulduğumuz mizahı ve şiiri sevdik.
İki dünya arasında hayat bir yıldız gibi parlar Gece ve yas ufkun sınırında bekler Kim olduğunu insan ne kadar geç anlar Kim olabileceğini ne kadar geç çözer.
İnsan her gün bir parça müzik dinlemeli, iyi bir şiir okumalı, güzel bir tablo görmeli ve mümkünse birkaç mantıklı cümle söylemelidir.
Dünya o kadar büyük ve zengin ki, yaşam da öylesine çeşitli ki insan her zaman bunlardan şiir çıkarma fırsatını bulabilir. Ama her şiirin bir durumdan doğması gerekir, yani şiirin maddesi gerçek olmalıdır. Hiçbir şey üzerine dayanmayan bir şiirin iyi olacağını sanmıyorum.
Zevk için okunurdu şiir. Tatlı, kaygan sözcükler, iyi yağlanmış değirmen taşları gibi birbirini sürüklerdi.
Peygamber muhammed olağanüstü bir söz ustası olduğu için ya da diğer araplar muhammed’le savaşmak adına şiir yazmak için çok meşgul olduklarından ya da araplar eğitimsiz insanlar olduklarından kuran arapların diğer kitaplarından daha güzel olabilir.
Mısralarımdaki hüzün, Bilmem nedendir. Fakat dudaklarımdaki; Tebessüm, İnsanları sevdiğimdendir.