#şiir

Şiir olmasaydı, yaşama dediğimiz oluşun çarklarından biri eksilirdi. Belki kıyamet kopmazdı ama insanlar sevişemez, öpüşemez, beğenemez, yarınların yeni düzenine şiirli dünyanın hızıyla kavuşamazdı.

Şiir bir mimari eser gibidir. Uygun olmayan bir taş nasıl ki eserde sırıtırsa, şiirin taşları olan kelimeler de böyledir. Uygun olmayan bir kelime hemen belli eder kendisini. Mimari bir eser titizliğiyle örülmesi gereken şiir için artık düzensizlikten ve sistemsizlikten söz edilebilir mi? Elbette ki hayır. Eğer şiir düzensizliğe mahkûm edilirse ne idiğü belirsiz, rengi ve endamı bozuk yapılara benzer. Böyle de oluyor nitekim.

Gezip durdum perişanlar gibi, Kah sahillerde kah cadde boylarında. Hayal kurup sen diye, Ağaçlara dağlara taşlara sarıldım, Elleri güldürecektim halime. İhanetin aklıma geldi, Vazgeçtim! Açıp ellerimi yalvardım Allah'a! Bir defacık tutmak için ellerini. Koklamak için saçlarını, Adaklar adayacaktım Evliyalara! Umursuzluğun aklıma geldi, Vazgeçtim! Kahırdan başka ne vardı sanki verdiğin? Acıları zevk alır hale getirmiştin. Yine de görmek için seni Şeytan'a uyup; Bir daha bozacaktım yeminimi. Vedalaşmadan gidişin aklıma geldi, Vazgeçtim! Paylaştığımızı sandığım Güzel günler hatırına. Şuçlu benmişim gibi, Af dileyecektim gözlerine bakıp, Her türlü cezana razı olacaktım. Boynumu büküp, Bir daha gelecektim kapına. Başkasını sevdiğin aklıma geldi, Vazgeçtim!

Liste
Yükleniyor…