Ne gördün bütün kapıların birer birer kapandığı bu dünyada? Hangi kusurunu düzeltmene fırsat verdiler? Son durağa gelmeden yolculuğun bitmek üzere olduğunu haber verdiler mi sana?
- Henüz kategori yok.
-
İstanbul Havalimanı'nda 'Kim Olduğumu Biliyor musun' S…09.11.2025
-
Inter Miami, Nashville Maçında Yenildi: Messi'nin Golü…09.11.2025
-
Kenan Yıldız'lı Juventus, Sporting CP Karşısında Galib…09.11.2025
-
Gülben Ergen'in ABD Turnesi Sonrası Bornozlu Hamburger…09.11.2025
-
Inter Miami - Nashville SC Playoff Serisinde Final: Kr…09.11.2025
-
Tekirdağ'da Kapsamlı Elektrik Kesintileri Duyuruldu: İ…09.11.2025
-
MasterChef Türkiye'de Şaşırtan Elenme: Çağlar Veda Etti09.11.2025
-
TCMB'den Altın Ekonomisi Analizi: Yastık Altı Miktarı,…09.11.2025
-
9 Kasım Günlük Burç Yorumları: Gezegenlerin Etkisiyle …09.11.2025
-
TOKİ Yüzyılın Konut Projesi Başvuruları Başladı: E-Dev…09.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#pişmanlık
İşte sonum geldi… Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım.
Bir silgi gibi tükendim ben. Başkalarının yaptıklarını silmeye çalıştım: mürekkeple yazmışlar oysa. Ben, kurşunkalem silgisiydim. Azaldığımla kaldım.
Hayatınızda söyleyebileceğiniz en acı sözleɾ, biɾ daha dünyaya geliɾsem... sözleɾi olacaktıɾ.
Hɑyɑtınızdɑ söyleyebileceğiniz en ɑcı sözler, bir dɑhɑ dünyɑyɑ gelirsem... sözleri olɑcɑktır.
Evlilik ve bekarlık konusunda söylenmiş en akılcı söz şudur: “Hangisini seçersen seç, sonunda pişman olursun.”
Özür dilemek birine yanlışlıkla çarptığınızda yapılacak bir şeydir. Derin yaralar açtığınızda işe yaramaz.
Hayat basamaklarını çıkarken her adımınızı iyi düşünerek atın ki inerken mutlu olun. Her insan sevdiği ve mutlu olduğu işi yapmalı yoksa hayatını kiralamaktan ve mutsuz olmaktan kaçamazsınız.
İnsanlar sevdikleri şeyi yok etmeye, daha sonra da yok ettikleri şeyi yeniden sevmeye ve değer vermeye meraklıdırlar.
Bu tavır ne demokrat, ne muhafazakar bir tavırdır. Evlere müdahale edildiğini hiç görmedim. Şiddetle kınıyorum. Buradan oy gelecekse gelmesin. Ben göğsümü gere gere Erdoğan'a oy verdim dedim. Şimdi hakikaten utanıyorum.
Her zaferden sonra pişmanlık duyulur. Pişmanlık duyulmayan tek zafer cehaleti yenmektir.
Hiçbir şeyden pişman değilim. Bugün olsa yine kaçardım, yine vatanıma gelirdim. Hayatımda pişmanlık duyduğum çok önemli bir şey hatırlamıyorum. Haa, keşke erkenden evlenseydim diyebilirim. Çünkü annem çok baskı yaptı bana 'evlen' diye...
Ah sen saman sarışını, yüreğe sızı düşürecek kadar güzel ve tatlı kokulu sarışın, keşke hiç doğmamış olsaydın.
Bizim kuşak ninnilerle yaşlandı. İnsan gibi insanca yaşayamamanın sebebine uyanamadan çekip gideceğiz ne yazık ki.
Gerçi ahval-i malume sebebiyle dinime, vatanıma, milletime arzu ettiğim kadar hizmet etmeye vakit ve imkan bulamadım ise de, asla ihanet etmedim. Vakıa sizin mütalaat-ı saiyyenizi kabul edip Anadolu'ya gidemedim... Şimdi burada zelilane ve sefilane kalmaktan ise, Anadolu'da at sırtında olmalıydık. Zaten ecdadımızın taşıdıkları sarıklar, kendi kefenleriydi. Fakat ne yapalım. Bu fikri, Anadolu'ya gidip ordunun başına geçmem lüzumunu dünürüm bulunan Sadrazam Tevfik Paşa'ya açtığım zaman, büyük bir muhalefete uğramıştım. 'Böyle bir avantüre giremezsiniz' dedi. Hatta her kalbe göre şekil alan Sadr-ı Esbak İzzet Paşa ve Ali Rıza Paşa biçarelerini üzerime sevk etti... Hayli mücadele ettim. Nihayet mağlub oldum... Çünkü bana dediler ki; "Mustafa Kemal Paşa ile muhabere ve mukabele ettik. Ba'de'z-zafer zat-ı hümayunlarına her halde bey'at edecektir. Onun istemediği yalnız Damat Ferid Paşa'dır. Galip gelirse galebe nam-ı hümayunlarına, huda ne-kerde mağlup olursa kendi hesabınadır. Vaktiyle Enver, Tal'at mağlub oldular. Hatalarını tashih için zat-ı hümayunları düvel-i galibe ile şimdi mücahede ediyorsunuz. Allah göstermesin, Anadolu'da zat-ı şahaneleri mağlub olurlarsa vaziyeti kim kurtarır?"