#metafor

Aşk dengesizliktir aslında. Bu konular üzerinde ahkam kesmek çok doğru değil ama şöyle diyebilirim, çok yüksek bir yerlerden kapakların açılması ve suyun aşağıya şiddetli bir şekilde akması gibi tanımlayabilirim kendime göre aşkı. Ama musluğu bağladığınız zaman mantıklı bir sevgi iilişkisine dönüşebiliyor aşk.

Efendim ‘köpekler gibi’. Köpekler kendi kendilerine dövüşmezler, köpekleri insanlar dövüştürür, burada sizi kim dövüştürüyor? Çakallar, sırtlanlar, bunların ekolojik dengede bir rolleri vardır, bunların her biri o sistemden beslenirler. Hiçbir hayvan, ne çakal ne sırtlan, ihtiyacından fazlasını yemez bazıları gibi beyler.

Sanat yapıtı ne bir dehanın ne de toplumun ürünüdür. Sanatçı belli bir ortamda gözlerini açar. Tıpkı bir satranç oyuncusu gibi belli bir durumla karşı karşıyadır. Bu durum ondan bir davranış bekler. Her hamle (atılım), yani oynatılan her taş yeni bir durum yaratır, her yeni durum yeni bir davranışı gerektirir. Sanat tarihçisi, satranç oyun­cusunu izleyene benzer. Sanatçının karşılaştığı durumu ve onun davranışını baştan sona izler. Sanat yapıtını, sanatçının ortamıyla hesaplaşmasına bakarak anlamaya, onunla iletişim kurmaya çalışır.

Bir sorunla karşılaştığımız zaman sadece engellemek değil onun yeşerdiği ortamı da yok etmek gerekir. Bu hal, bir toprakta istenmeyen bitkiler yetiştiğinde sadece bunları ortadan kaldırmakla çözmeye çalışmak değil o topraklarda etkili başka bir ürün yetiştirerek zararlı olanın engellenmesine benzer.

Liste
Yükleniyor…