#hisler

Midem ekşiyor, kulaklarım uğulduyor, adını bilmediğim bir rüzgâr yalıyor ensemi. Yüzümdeki ifadeden rahatsız olduğu belli, gözleri bulutlanıyor bir anda, sesi boğuklaşıyor. O ses tonu gerçek, biliyorum. Çünkü ben en çok sesleri hatırlıyorum; o gün de, bugün de!

Yazarların, ressamların veya film yapımcılarının bir şey söyleme amacıyla bir yapıt meydana getirdiklerini düşünmüyorum. Onların hissettikleri bir şey var ve sanatı seviyorlar; kelimeleri, boyanın kokusunu, veya selüloidi veya fotoğrafları ya da oyuncularla çalışmayı. Hiçbir gerçek sanatçının, kendisi öyle düşünse de, hissetmediği bir şeyi yaratabileceğini düşünmüyorum.

İnsanları ne düşündüklerini umursuyorum ancak bunlar tarafından yönetilmiyorum. İnsanların kesin şeyeler düşünmesini istiyorum ama sanat, bir emrin, açıklamanın veya cevabın parçası olmamalı, bir soru işareti olmalı. Bazı şeyler senin hissettirdiklerini oluşturmalı.

"Ne iş yapıyorsun?" diye sordu. "Ansiklopedi işindeyim." "Ansiklopedi mi pazarlıyorsun?" "Hayır, yazıyorum." "Ne Ansiklopedisi?" "Hisler Ansiklopedisi. İnsan duygularını sınıflandırıyorum. Biraz saçma gözükebilir ama gerçek. Üçüncü cilde geldim. Üçüncü defter yani." "A’dan Z’ye mi gidiyorsun?" "Hayır, en zararsız duygulardan başladım en çok yaralayanlara doğru gidiyorum." "İyi o zaman," dedi. "Bir gün bitirirsen haber ver. Okumaya sondan başlayayım."

Liste
Yükleniyor…