#his

Kadınlar hassas ve hisli, dilekleri içlerinde gizli.

Hani yağmurlar yağar ya bazen,
Hani gök gürler ya arkasından,
Hani şimşekler çakar peşinden,
İşte öyle bir şey, işte öyle bir şey.

Bir gün önceki “ben”i yargılamak isterim. Aynaya bakan gözümden, gözümün gördüğünü tanımlayan beynimden, gözümün gördüğünü yorumlayan yüreğime doğru inerim.

Benim için şarkı yaparken önemli olan insanların ne düşündüğü değil benim hislerimi nasıl aktarabileceğim.

Anlatmak istemiyorum ama
Ben Seni Burada Çok Özledim

Ölümün tadı, dilimin ucunda. Bu dünyadan olmayan bir şey hissediyorum.

Mantığımızın ittiğini tenimiz bağrına basar.

Gerçek ve kurgu arasındaki fark? Kurgu hissettirmek zorundadır.

His bir karşılaşma ürünüdür.

Bizim çağımızda eksik olan şey düşünce değil, tutkudur.

Âşıklara haber vermek isterim: Kalbin tüm meseleleri yalnız kalpte halledilir, çünkü bir hissin hakkından ancak başka bir his gelir. Ümitsiz bir aşkın panzehiri ise nefrettir.

Yakıtın kokusu ve kaymanın eşiğinde sürmek, size çokça adrenalin veriyor.

Ve içimde uzun zamandır hissetmediğim bir duygu uyandı: iyi bir iş başardığına dair bir his. Önemli olduğuma.

Hayatım boyunca aynı anda iki ayrı yerdeymişim gibi hissettim. Burada ve başka yerde. Anlatması zor.

Yüreği yanmayanın, gözü yaşarmaz.

Dokunmanın hafızası vardır.

Duygular, hayatın boşluklarını dolduran hislerdir.

Ne zaman başkasının evinde uyansam hep bir başkasının bedenine, başkasının ruhuna girmiş gibi bir his duyarım.

Tam şuramda bas bir tını duyuyorum.Beni kemiklerime kadar titreten bir tını.

Yalnızdım. Tek başına değildim, ama müthiş yalnızdım.

Unutamam bu rüyayı, unutamam çıplak bedenimde dolaşan yağmur damlalarını...

Bildiğimle hissettiğim arasında daima bir çatışma olacak.

Birini çok sevmek gibiyim

Felaketin bazen kendine ait bir havası vardır. Onun yaklaşmakta olduğunu insan yüreğinde soğuk soğuk duyar.