- Henüz kategori yok.
-
AC Milan'da Luka Modric: Yaşına Meydan Okuyan Performa…16.11.2025
-
Trabzonspor, 8 Yıl Sonraki Basketbol Derbisinde Namağl…16.11.2025
-
Charlize Theron'dan Christian Bale'e: Hollywood Yıldız…16.11.2025
-
Düzce'de Alkollü Sürücünün Kamyoneti Sulama Kanalına D…16.11.2025
-
Dilan Çiçek Deniz'den Kadın Güç Birliğiyle Kahire'de Y…16.11.2025
-
Shakira'nın Lima Konserlerinde Susy Díaz Sürprizi ve F…16.11.2025
-
Güney Kore'de Siber Cinsel İstismar Vakalarında Endişe…16.11.2025
-
Altın Piyasasında Fed Etkisi: Gram Altın Düşüşle Hafta…16.11.2025
-
Muazzez Abacı'ya Son Veda: Kızından Acı Sürece Dair Aç…16.11.2025
-
Engin Altan Düzyatan, Ailesinin Dubai'ye Taşınma Neden…16.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#hayat
Belki de ölüm dediğimiz şey; tül kadar ince ve bulanık bir zarın arkasında gizlenmek, oradan etrafı dinlemek, görmek, oradan sevdiklerine hasret çekmektir.
Bazı insanların ömrü vakit kazanmakla geçer... Ben zamana, kendi zamanıma çelme atmakla yaşıyordum.
Bütün hayatım boyunca dikkat ettim, insanın daima korktuğu şeyler başına geliyor.
Ben aşktan daima kaçtım. Hiç sevmedim. Belki bir eksiğim oldu. Fakat rahatım. Aşkın kötü tarafı insanlara verdiği zevki eninde sonunda ödetmesidir. Şu veya bu şekilde... Fakat daima ödersiniz... Hiçbir şey olmasa, bir insanın hayatına lüzumundan fazla girersiniz ki bundan daha korkunç bir şey olamaz.
Kim bilir? Belki de bazı kapıların bize kapalı görünmesi, önünde değil, arkasında bulunduğumuz içindir.
Vücutlarımız, birbirimize en kolay vereceğimiz şeydir. Asıl mesele, birbirimize hayatlarımızı verebilmektir. Baştan aşağıya, sadece bir aşkın olabilmek, bir aynanın içine iki kişi girip oradan tek bir ruh olarak çıkabilmektir.
Bütün hilkat, geniş ve eşsiz kudretinde canı sıkılan bir tanrının kendi kendini eğlendirmek için icat ettiği bir oyundur.
Ben hayatın susan ve değişmeyen kardeşiyim. Vazifesini hakkıyla yapan fâninin alnına bir sükûn ve sükûnet çelengi gibi uzanırım.
Hiçbir şey kendi alın teri kadar bir insanı tatmin edemez. Çalışan insan kendi varlığında hüküm süren bir âhengi bütün kainata nakleder. Hayatın biricik nizamı bu ahengin kendisi olmalıdır.
Beş Şehir'in asıl konusu hayatımızda kaybolan şeylerin ardından duyulan üzüntü ile yeniye karşı beslenen iştiyaktır.