Büyük tutkular umutsuz birer hastalıktır. Onları tedavi edebilecek olan şey, onları gerçekten tehlikeli hale de sokabilir.
- Henüz kategori yok.
-
Daniel Day-Lewis'in "Anemone" Filmiyle Muhteşem Geri D…08.11.2025
-
Milan, Parma Deplasmanında Kritik Virajda: Allegri'den…08.11.2025
-
Bergen County Yargıcı, İç Zarfı Olmayan Oy Pusulaların…08.11.2025
-
Gönül Dağı Dizisinin Sevilen Oyuncu Kadrosu ve Yeni Ge…08.11.2025
-
Aleyna Solaker'den 'Güller ve Günahlar' Rolü ve Kadın …08.11.2025
-
Altınkılıç, Kenan ve Zayn Sofuoğlu ile Sağlıklı Yaşam …08.11.2025
-
Chelsea ve Wolverhampton Karşı Karşıya: Liam Delap ve …08.11.2025
-
Güller ve Günahlar 5. Bölümde Berrak'ın İntihar Girişi…08.11.2025
-
Monaco-Lens Maçı Öncesi Kadrolar Netleşiyor: Pogba Yok…08.11.2025
-
Espanyol, Villarreal'ı Ağırlıyor: Gerard Moreno Dönüş …08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#hastalık
Beni asıl şaşırtan, onun gibi, hayat boyu sayısız dua edip pek çok günü bağışlanan bir adamın, önemsiz bir günahkar gibi hastalık çekmesiydi.
Mutlak koruma öldürücüdür. Tıp bunu anlamıyor. Oysa kanser ve AIDS gibi hastalıklar mutlak korunma önlemleri ve tıbbın zaferinden doğan hastalıklardır.
Yakın tarihimiz boyunca insanların ölümüne yol açmış başlıca hastalıklar -çiçek hastalığı, grip, verem, sıtma, veba, kızamık ve kolera-, hayvan hastalıklarının evrimleşmiş halidir.
Avrupalıların öteki kıtalara götürdükleri bu armağan olmasaydı -Avrasyalıların evcil hayvanlarla nicedir birlikte yaşaması sonucu evrimleşmiş mikroplar- bunların (Amerika'nın ele geçirilmesi, Amerikan yerlilerinin öldürülmesi vs.) hiçbiri olmayabilirdi.
Eski savaşların galipleri her zaman en iyi komutanlara ve silahlara sahip olan ordular değil, çoğu kez yalnızca düşmanlarına bulaştıracak en berbat mikropları taşıyanlardı.
Zaman kısalıyor. Ama bu kanserle mücadele edip hayatta kaldığım her gün benim için bir zafer.
Kullarını hasta eden bir tanrı kullarına bilgece davranan biri gibi ya da onları gözeten biri olarak ya da onları esirgeyen, bağışlayan biri gibi görülemez. Kullarına fakirliği ve sefilliği reva gören biri için de aynısı geçerlidir.
Baylar, yemin ederim, her şeyi fazlasıyla anlamak bir hastalıktır; hem de tam anlamıyla, gerçek bir hastalık.
Ben hasta bir adamım... Gösterişsiz, içi hınçla dolu bir adamım ben. Sanıyorum, karaciğerimden hastayım. Doğrusunu isterseniz, ne hastalığımdan anladığım var, ne de neremin ağrıdığını tam olarak biliyorum.
Ölüm, biz insanların hep ötelediği, halı altına attığı bir şey. Ancak doktora gittiğinizde tasdikli kâğıdı size gösterdiğinde şap gibi kalıyorsunuz.
Dünyada, öleceğini bilerek yaşayan tek varlık insan. Bunu ötelemeyi de beceriyor insan. Hastalıkla, bu gerçekle yüzleşmek durumunda kalıyorsunuz. İki seçeneğim vardı: Ya acıya katılıp, kendimi yok etmek; ya da yaşama dört elle sarılmaktı. Ben, içimdeki “Tanrısal” güce sarılıp, sonuna kadar yaşamayı seçtim.
Kanser olduğumda ben ünlüymüşüm gibi bakmadım, bir süre sakladım, acitasyonu sevmediğimden. Ama sonra ‘ben insanım ve hasta olabilirim’ diye düşündüm.
Bütün dünya film seyrediyor gibi oldum, her şey illüzyon oldu da ben dışarıdaymışım gibi. Doktor konuşuyor ama hiç duymuyorum, birkaç gün sürdü bu durum.
İşlenmiş, ambalajlı hiçbir ürünü yemiyorum, zaten veganım. Bu kanseri yenmemde yardımcı oldu, zararlı hiçbir yiyeceği tüketmiyorum.
Başkalarının ne düşündüğünden kaygılanmaya başlamak, hastalığın habercisi belirtilerden biridir.
Bir hastalığın büründüğü en güçlü hal ölüme sebepolduğu dönemdir bu da hayatta insanın başına bir kez gelir.Bu nedenle ölü olmadığım sürece hasta değilmişim gibi davranacağım...
Kiminin yalnızlığı hastanın kaçışıdır; kiminin yalnızlığıysa, hastalardan kaçıştır.
Batıl inanç ve bilgisizlikten oluşan fanatizm, bütün asırlar boyunca bir hastalık olmuştur.