Kalpak bizim geleneklerimizde Cumhuriyetin ilk meclisinde, resmi yerlerde kullanılmıştır. Kalpak şapka değildir. Mahkemeden izin istedim. Mahkeme başkanı da kibar olarak 'kalpaksız oturun' dedi. Biz cumhuriyeti savunuyoruz. Cumhuriyet kalpakla savunulur. Cumhuriyeti savunmanın sembolüdür bu. Türban değil, kalpak...
- Henüz kategori yok.
-
Girona Küme Düşme Hattından Çıkış Arayışında: Alavés M…08.11.2025
-
Adanalı Genç İş İnsanı Mehmet Hanifi Kalo Hayatını Kay…08.11.2025
-
Irmak Ünal'dan Kanserle Mücadele Sürecine Dair Samimi …08.11.2025
-
Schalke ve Elversberg Zirve Yarışında: Gençler Sahne A…08.11.2025
-
Premier Lig'de Büyük Heyecan: Tottenham - Manchester U…08.11.2025
-
Şanlıurfaspor'dan PFDK Kararına Sert Tepki: İtiraz Red…08.11.2025
-
Gaziantep'te Umre Yolcusunu Karşılamaya Giden Aile Tra…08.11.2025
-
Premier Lig'in Zirve Yarışında Tottenham-Manchester Un…08.11.2025
-
Hull City, Portsmouth Karşısında Evinde Galibiyet Arıy…08.11.2025
-
Sakaryaspor - Serikspor Karşılaşması Öncesi Son Durum …08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#gelenek
Köylüler iki türlüdür; pazara yakın olanlar, çabuk pazarın dilini ve ahlakını kabullenirler, biliyoruz. Dağ köyleri var, bunlar ise değişmezin gardiyanlarıdır; bizde Türkmenler ve Kürtler’de dağ Kürtlerini gösterebiliriz. Aydınlar iki türlüdür; köksüzler ve bunlar dışarıdaki her rüzgârı içlerine alır ve Konya dervişleri örneği dönerler. Bir de dönmez aydınlar var; bunlar dağ Türkmenleri’nin gelenekte yaptığını, akıl planında üstleniyorlar ve yabancı rüzgârlardan nefret ediyorlar. Şimdi son mevzi bunlardır.
Encümen-i Daniş 1850 yılından beri var olan bir gelenek. Üst düzeyde görev yapmış insanların bir araya gelip ülke meselelerini konuştukları sohbet toplantıları. Bu geleneği biz de sürdürüyoruz. 15 günde bir araya gelip konuşuyoruz. Sonra yapılan tespitleri, varılan sonuçları yazılı hale getirip Cumhurbaşkanı’na, Başbakan’a gönderiyoruz. Belki ülkeye bir hizmet olur diye.
Sultanım, günümüzde artık devletler dinden ve geleneklerden gelen kurallara göre değil, akıl ve bilim ilkelerine göre yönetilmektedir.
Aslında hüzün hakikaten dünyanın neresinde, her insanda, daha az ya da daha çok diyebilir miyiz, her ırktan, her gelenekten, her dinden insanın hücrelerinde olan bir şey bu, tersini düşünemiyorum.
Türk Sanat Müziği, kat'iyyen ölmez ve ölmeyecektir... Çünkü herkesin kulağında bir anne ninnisi vardır. O ninniler, ya hicazdandır, ya uşşaktandır... Hele sabah ezanları sabâ makâmındandır... O yüzden bu müziğimiz ölmeyecektir ve daha da ileriye gidecektir.
Rusya vatandaşlarına seslenmek istiyorum: Batı'nın değerlerini istiyor muyuz? Anne ve baba yerine, ebeveyn 1 ve ebeveyn 2 mi gelsin? Çocuklarımızın cinsiyeti belli olmasın mı? Birileri istiyor diye cinsiyetlerini mi değiştirsinler? Geleneklerimizden ve değerlerimizden vazgeçip, bunu kabul etmemizi istiyorlar.
İnsanın bir yenilik ya da buluş yapabilmesi için,karşı çıkacak kadar iyi bildiği bir geleneğe sahip olması lazımdır. İster sanatta olsun, ister bilimde, yenilik boşlukta yaratılamaz, eski geleneklere karşı çıkılarak yapılır.
Olağan bilim sırasında geçerli olan düşünce ve ölçüler devrim sırasında farklı yaklaşımlar arasında seçim yapması gereken bilim insanına yardımcı olamazlar. Çünkü bu kuralların hepsi zaten daha baştan bir paradigmaya belli bir geleneğe bağlıdır.
Sanat daha önce yapılmamış olanı ister, fakat sanatın olduğu her şey daha önce yapılmıştı.
Umarım bu bayram olabildiğince az hayvan öldürülür. Haberlerde kurbanlık hayvanları görüyorum. Ölümleri için geri sayımı bekliyorlar. Ama bazı gelenekler maalesef değişemiyor. Keşke biraz değişse ve daha az hayvan öldürsek.
Filmde üslupla ilgili beni özellikle etkileyecek herhangi yeni bir fikre rastlamadım. Bence üslubun özgünlüğüyle ilgili kafa yormak az çok faydasız bir şeydir. Yaratıcı bir zekaya sahip gerçekten özgün bir kişi eski üslupla çalışamaz, değişik bir şey yapar. Diğerleri üslubu daha ziyade yerleşmiş adetler olarak düşünür ve bu adetler dahilinde çalışmaya uğraşırlar.
Eski bir İngiliz geleneğiydi; soylu ailelerin erkek çocuklarına, delikanlılık çağına geldiklerinde bir kılıç ve bir pipo takımı hediye edilirdi. Hediye edilen pipo takımı, soylu çocuk doğduğu gün bir uşağa verilir ve onun kullanması istenirdi. Amaç, yıllarca uşak tarafından kullanılan pipoların, ısırgan otu tadından kurtulup, zehiri özümseme yeteneğini geliştirmesiydi. Çocuk büyüyene kadar pipolar, sağlıklı bir içime hazırlanmış olurdu. Pipo kullanma yaşına gelen asilzadenin delikanlı oğlu da böylece hiç emek harcamadan iyi bir pipo takımının sahibi olurdu...
Evlilik geleneksel olarak kadınlara sunulmuş tek gelecektir. Birçok kadın ya evlidir, ya bir zamanlar evlilik geçirmiştir ya da evli olmadığı için acı çekiyordur.
Evet acılar paylaşıldıkça azalır biz bunu çocukluğumuzdan beri böyle öğrendik, geleneklerimizde de böyledir. Biz de acıları paylaşarak hafifletmeye çalışıyoruz. İnsanların umudunun tükenmeye başladığı anda başvurabilecekleri yer olmaya çalışıyoruz.
İnsanın hayattan zevk alabilmesi, dünya nimetlerini anlayabilmesi ve çalışma azmine sahip olarak yaşayabilmesi için 'bir şeylere inanması' şarttır. Biz Türkler için din, aile bağı, atalarımızdan gelen örf ve adetler çok önemlidir. Bunlara sahip çıkın.
Bugün, insan zekasının evrimi, çoğumuzun, yeni tanrıları icat etmek için çok akıllı olduğu, ancak eskileri bırakma konusunda isteksiz olduğu sahneye ilerletmiştir.
Herhangi bir ülkede hatalı gelenekler hüküm sürerken, o, toplumu onların hatasına ikna edene kadar, herhangi bir bireyin onlara karşı suç işlemesi insan doğasına dair bir cehaletin kanıtı olacaktır.
Özgürlük var oluşun bir parçasıdır. Boş inançlar olsun, gelenekler olsun, özgürlüğü kısıtlayan ne varsa kaldırıp atılmalıdır.