İkili ilişkilerimizde, -eğer ilişki karşılıklı çıkar üzerine kurulmamışsa-, sen bir adım atarsan, karşıdaki insan sana on adım gelir. İlişkileri zehirleyen en olumsuz nokta, onu bir iktidar, hükümranlık, kendini kanıtlama savaşı olarak ele alıp, güç yarışına girmemizdir.
- Henüz kategori yok.
-
Barcelona'da Peñarroya Dönemi Sona Erdi: Girona Mağlub…10.11.2025
-
Braga Belediyesi'nde Yeni Dönem: Altyapı Yatırımları H…10.11.2025
-
Togg, Kasım Kampanyası ile Finansal Destek Sağlarken A…10.11.2025
-
Superclásico Heyecanı: Boca Juniors Zeballos İle Kazan…10.11.2025
-
Braga - Moreirense Karşılaşması: Kadrolar, Takım Anali…10.11.2025
-
Barcelona'nın Celta Vigo Deplasmanı: Kadro Sakatlıklar…10.11.2025
-
Kocaelispor Başkanı Durul'dan Adil Lig ve Kulüp Hedefl…10.11.2025
-
Breaking Bad Yaratıcısı Vince Gilligan'dan Yeni Bilim …10.11.2025
-
Arda Güler'li Real Madrid, Rayo Vallecano ile Berabere…10.11.2025
-
Katy Perry'den Orlando Bloom Ayrılığına Duygusal Veda:…10.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#empati
Ezilen halkı anlamak için komünist, sosyalist, solcu, sağcı, ateist ya da dindar olmak gerekmiyor, insan ol yeter.
Dünyanın neresinde olursa olsun, haksız yere birisinin suratına atılan tokadı kendi suratında hissetmeyen kişinin insanlığından şüphe ederim.
En önemlisi, dünyanın neresinde olursa olsun her haksızlığı kendinize karşı yapılmış gibi hissetme kabiliyetinizi koruyabilmenizdir. Bu bir devrimcinin en önemli özelliğidir.
Anlaşılamamanın üzüntüsünü duyacağımız yerde, bütün zihnimizle başkalarını anlamaya çalışsak, hayat ne kadar güzel olurdu.
Çekilen her acının en etkili tesellisi, bizden daha fazla acı çeken insanları düşünmektir.
Dinlemeyi severim. İnsanları dikkatle dinleyerek çok şey öğrendim. Çoğu insan karşısındakini hiç dinlemez.
Çaresiz birini sevmek, yoksul ve yabancı birisini sevmek, kardeş sevgisinin ilk adımıdır.
Gündüz yabancı ajanslardan birinin geçtiği fotoğraf gözümün önüne geldi. Filipinler mahreçli fotoğrafta bir bisikletin selesine doldurulmuş birbirinden güzel, birbirinden sevimli köpekler görülüyordu. Ve şöyle bir not vardı: "Bunların hepsi ölüme götürülüyor. Akşam restoranların en gözde yemeği olacaklar..." Tabağımdaki yoğurtlu çoban kavurmaya çatalı batırdığımda, sanki kendi köpeğimi, Junior'ımızı yiyormuşum gibi geldi. O akşam vejetaryen oldum. Bir başka deyişle 17 yıldır ne et, ne tavuk, ne balık... Ne de herhangi bir et suyu... Son nefesimi verinceye kadar da öyle gidecek.
İnsan, dostlarının acılarına, onlarla bir olup ağlayıp sızlamakla değil, yardım ve bakım ile katılmalıdır.
İyi insan, başkalarının sevinciyle sevinen, üzüntüsüyle de üzülen insandır. Kötü insan, başkalarının üzüntüsüyle sevinen, sevinciyle de üzülen insandır.
Üzgün olduğunu görebiliyorum. gülümsediğinde bile, güldüğünde bile. Gözlerinin içinde görebiliyorum, derinlerde bir yerde ağlamak istiyorsun.
Bir tek kalbin kırılmasını önleyebilirsem, Bir yaşamdan acıyı alabilirsem, Ya da bir acıyı hafifletebilirsem, Ya da bir ardıç kuşunu yuvasına koyabilirsem, Boşuna yaşamış olmayacağım.
Acı duygusundan nefret etmez miyiz? Oysa bu duyguyu bilmeyen canlı bir canavara dönüşür.
Tabağımdaki şeyin hisleri olup yaşayan şeyler olduğunu aniden fark ettim ve bu gerçekten daha fazla kendimi soyutlayamadım.
Ben sesli olmayanların sesiyim; Benim aracılığımla aptal konuşacak. Sağır dünyanın kulaklarının duyacağı kadar. Ben kardeşlerimin koruyucusuyum, kavgalarıyla mücadele edeceğim. Dünya işleri yoluna sokana kadar.
Tanıdığım en mutlu insanlar kendi canları önemsemeyen, ötekilerinin acılarını hafifletmek için en üstün çabayı gösterenlerdir.