İnsanın alışamayacağı hiçbir şey yok. Alışıyoruz, ama çok şey kaybediyoruz. Kendimiz, kendimizi böyle tüketiyoruz.
- Henüz kategori yok.
-
İstanbul Havalimanı'nda 'Kim Olduğumu Biliyor musun' S…09.11.2025
-
Inter Miami, Nashville Maçında Yenildi: Messi'nin Golü…09.11.2025
-
Kenan Yıldız'lı Juventus, Sporting CP Karşısında Galib…09.11.2025
-
Gülben Ergen'in ABD Turnesi Sonrası Bornozlu Hamburger…09.11.2025
-
Inter Miami - Nashville SC Playoff Serisinde Final: Kr…09.11.2025
-
Tekirdağ'da Kapsamlı Elektrik Kesintileri Duyuruldu: İ…09.11.2025
-
MasterChef Türkiye'de Şaşırtan Elenme: Çağlar Veda Etti09.11.2025
-
TCMB'den Altın Ekonomisi Analizi: Yastık Altı Miktarı,…09.11.2025
-
9 Kasım Günlük Burç Yorumları: Gezegenlerin Etkisiyle …09.11.2025
-
TOKİ Yüzyılın Konut Projesi Başvuruları Başladı: E-Dev…09.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#alışkanlık
Onlar, döşemelerin kırmızı ve kaygan, ve bir kimsenin ise kanın mide bulandıran tatlı kokusunu solumak durumunda olduğu mezbahaya iğrenmeden girerler.
Alışkanlık gereklidir; Hayatta kalmak için durmadan savaşılması gereken, alışkanlıklara sahip olma, bir yolu tekdüze haline getirme alışkanlığıdır.
Toplum, kendisine hiçbir açıklama yapılmadan dayatılan her türlü duruma çok geçmeden alışır.
Bir şey sadece yapmaya ve tekrar tekrar yapmaya değer, eğer bunu oldukça kolay bir şekilde yapabilir ve ondan biraz keyif alabilirsiniz.
Kötü bir ruh halinde olduğumu, benim şey temiz gidin! O beni rahatlatır budur! Ben gitmek ve her şey temiz.
Sadece alışkanlık yaşam tarzımıza karşı durmak ve sıradışı yaşamak için cesarete sahip olmak zorundayız.
İnancın özü bir alışkanlığın oluşturulmasıdır; ve farklı inançlar ortaya çıktıkları farklı eylem biçimleriyle ayırt edilir.
Bir şey ters gidene kadar gerçekten düşünmüyoruz, neredeyse farkında değiliz.
Ben de kendime sıklıkla neden büyük çoğunluğun vejetaryen olmadığını soruyorum. Sanırım cevap, çoğu insanın öteden beri gelen et yeme pratiğini sorgulamaması. Bu insanların çoğu, hayvanları ve çevreyi önemsiyor, bazıları derin bir şekilde hatta. Ama bir sebepten dolayı -alışkanlıkların gücü, kültürel normlar, değişime direnme- duyguların davranış değişikliğine dönüşememesiyle ilintili olarak ortada bir bağlantısızlık var.
Varlığına alıştığım bir nesneden kopmak güç gelebilir. Yaşamak, pek çok şeyden kopmasını öğrenmektir de.
İnsanlar tekrar tekrar mutsuzluklarını anlatıp duruyorlar. Hatta abartıyorlar bile, süslüyorlar, büyütüyorlar. Olduğundan daha kötüymüş gibi gösteriyorlar. Neden? Riske atacak hiçbir şeyin yok. Ama insanlar bilinene tanıdık olana yapışıp kalıyorlar. Tek bildikleri mutsuzluk bu onların hayatı. Kaybedecek bir şey yok ama kaybetmekten de çok korkuyorlar.
Haksızlık her yerde ve her zaman olduğu için, haklılığın karakter özelliklerini taşımaya başlar.
Alışkanlıkların zincirleri, önce duyulmayacak kadar hafif, sonra kırılamayacak kadar güçlü olurlar.