Oruç Aruoba

peki ya düşler ne oluyor [bu 'sürekli yaşama kuramı' gerçekten yaşanmışlar için geçerli olsun, diyelim]; ya kişinin yalnızca düşledikleri, hayalinde yaşadıkları ülkü olarak kurdukları; daha doğrusu yaşattıkları en doğrusu yaşatamadıkları onlar da mı hep yaşar? Evet asıl onlar yaşar hep: yaşamamış olmalarıdır onları yaşatan, sürekli kılan; yaşanıp geçmemiş olmaları yaşama geçememiş olmaları, yaşatır onları.

"Unutma" diye bir şey var mıdır gerçekte, kişi nasıl 'unutur' ki yaşadığı bir şeyi? Kişinin belli bir andaki bilinç içeriği açısından o sırada anımsamadığı örtülmüş, silinmiş, bastırılmış bir yaşanmışlık, bilinçaltında yani yaşadıklarının toplam bağlamı karşılıklı etkileşimleriyle oluşturdukları bütün içinde, tam da o yaşanmışlık yerinde, sürdürür yaşamını [yalnızca bir sözcük oyunu değildi o söz:"yaşadığın her an, her yaşadığın an, yaşar."...] yaptıklarına karışır, onları yönlendirir, etkiler. İşte, bu toplam bağlam, o: yaşamımın bütün anılarını barındıran, yaşamlarını sürdüren bütün:o ben'im, işte...

Liste
Yükleniyor…