Oluşumdan başka hiçbir şey görmüyorum. Aldanmayınız! Eğer oluş ve yok olma denizinde herhangi bir yerde sağlam bir kara parçası gördüğünüzü sanıyorsanız, sebebi sizin uzağı göremeyişinizdir. Siz, varlıkların adını, sanki sağlam bir süreklilikleri varmış gibi kullanıyorsunuz; ama içine ikinci kez girdiğiniz nehir bile ilk seferki değildir.
- Henüz kategori yok.
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
-
LaLiga'da Kritik Randevu: Sevilla ve Osasuna Düşüşü Du…08.11.2025
-
Hull City Zirve Takibinde: Art arda Gelen Galibiyetler…08.11.2025
-
Rochester Adams, Stoney Creek'i Yenerek Bölge Şampiyon…08.11.2025
-
Kompany'nin Rekor Peşindeki Bayern Münih'i Union Berli…08.11.2025
-
Ankara'da Elektrik Kesintileri: Başkent EDAŞ'tan Şebek…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Heraklitos
Niye beni şuraya buraya çekiştirip duruyorsunuz kara cahiller? Sizin için yazmadım ben, beni anlayabilenler için yazdım. Bir insan benim için yüz bin insan değerindedir; güruhsa, hiç.
Ölümden sonra size ne olacağını düşündüğünüzde, doğumdan önce size ne olduğu üzerine de düşünün. Bir yere gitmeyi planlıyorsanız, zaten bir yerden gelmişsinizdir.
Bütünün kendisi olan bu kozmosu ne bir tanrı, ne de bir insan meydana getirmiştir. O, daima belli ölçülere göre yanan, belli ölçülere göre sönen ezeli ve ebedi ateştir.
Her şey akar hiçbir şey kalıcı değildir o yüzden aynı dereye iki kez girmek mümkün değildir; çünkü dereye bir kez daha girdiğimde hem ben hem de dere değişmiştir.
Hep meşgulsen, hiç müsait olamazsın. Hep zamanının olmadığını söylersen, hiç zamanın olamaz. Hep “yarın yapacağım” dersen, yarın hiç gelmez.
Karşılarındaki tanrı heykellerine yakarıyorlar, konuşur gibi duvarlarıyla evlerin. Ne tanrılar ne de kahramanlar hakkında bir şey bildikleri var.
Mutluluk bedensel hazlardan kaynaklanmış olsaydı, öküzler yemek için burçak bulduklarında, onlara mutlu varlıklar derdik.
Geceleyin gözün ışığı söndüğünde, insan bir kandil yakar kendine; yaşarken ölüye dokunur uykusunda; uyanıkken uyuyana.
Garip ama gerçek. Bize değer verenleri ağlatır, vermeyenler için ağlarız. Bizim için hiç ağlamayacaklara değer veririz.
Doğanlar hem yaşamayı hem de ölümü kabullenirler ve arkalarında çocuklar bırakırlar; böylece ölüm yeniden doğar.
Savaş her şeyin babası ve kralıdır; kimini tanrı, kimini insan olarak ortaya çıkarır; kimini köle, kimini özgür kılar.
Sağlıklı düşünmek en büyük haslettir ve akıllı olmak doğru söylemekten, tabiatın kurallarına uymaktan geçer.
Aynı şeydir; canlı ve ölü, uyanık ve uyuyan, genç ve yaşlı. Çünkü öncekiler sonrakiler olur, sonrakiler önceki.
Ölçülü olmak en büyük erdemdir. Bilgelik doğaya kulak vererek hakikati söylemek ve doğru olanı yapmaktır.
Kendinizi başkasına anlatmayın, sizi sevenin buna ihtiyacı yoktur. Sevmeyen de inanmayacaktır zaten.
Ne şaşırıyorsunuz bre reziller! Yoksa oyun oynamak sizinle devlet yönetmekten daha iyi değil mi?
Gözler ve kulaklar, onların dilinden anlayacak vicdanda olmayan insanlar için, kötü tanıklardır.
Çoğunluk kavramaz karşılaştığı şeyleri. Ne de anlar öğretildiği zaman. Yalnızca öyle gözükür.
İnsanların çoğu uyanıkken de tıpkı uyurkenki gibi ne yaptıklarının farkında olmadan yaşar.