Fyodor Dostoyevski

İşin garip, şaşmaya değer yanı, Tanrının gerçekten var olması değil, böyle bir fikrin, Tanrı ihtiyacı fikrinin, insan gibi vahşi, zararlı yaratığın kafasında yer edebilmesi... Bu derece kutsal, duygulandırıcı, yüksek ve insana onur veren bir düşüncedir bu.

Ne Allah'ın belası bir iştir bu? Aklın yüz karası dediği şey yüreğe katıksız bir güzellik olarak görünebiliyor. Güzellik Sodom'da mıdır? İnan ki çoğu insanlar için Sodom'dadır güzellik; bu sırrı biliyor muydun? Güzelliğin yalnızca ürkünç değil, aynı zamanda esrarlı bir şey de olması yıldırıyor insanı. Şeytanın Tanrıyla cenkleşmesidir bu; cenk alanı da insanın kalbidir.

Keşke boş duruşum aylaklığım yüzünde olsaydı. Tanrım, o zaman kendime ne büyük bir saygı duyardım. Hiç olmazsa tembelliğim, güvenebileceğim belirli bir özelliğim var diye kendime en büyük saygıyı beslerdim. Birisi benim için 'Kim bu adam?' diye sorunca, 'Tembelin biri!' karşılığını verirlerdi. Şaka değil, bu bir unvandır bir mevkidir, kusursuz bir meslektir.

Ancak gençken yaşanabilecek olağanüstü gecelerden biriydi, sevgili okuyucu. Gökyüzünün aydınlığına, yıldızların parıltısına bakıp da “Böylesine güzel bir gökyüzü altında, gerçekten kötü insanlar, öfkeli ve hırçın insanlar nasıl bulunabilir!” diye düşünürsünüz. Bu düşünce yine gençlik düşüncesidir. Dilerim sizin yüreğiniz de olabildiğince uzun bir zaman genç kalsın.

Liste
Yükleniyor…