Oynadığım kötü adam rolleri yüzünden bazen halen beni telefonla arayarak ana avrat küfredip telefonu kapatıyorlar.
- Henüz kategori yok.
-
Girona Küme Düşme Hattından Çıkış Arayışında: Alavés M…08.11.2025
-
Adanalı Genç İş İnsanı Mehmet Hanifi Kalo Hayatını Kay…08.11.2025
-
Irmak Ünal'dan Kanserle Mücadele Sürecine Dair Samimi …08.11.2025
-
Schalke ve Elversberg Zirve Yarışında: Gençler Sahne A…08.11.2025
-
Premier Lig'de Büyük Heyecan: Tottenham - Manchester U…08.11.2025
-
Şanlıurfaspor'dan PFDK Kararına Sert Tepki: İtiraz Red…08.11.2025
-
Gaziantep'te Umre Yolcusunu Karşılamaya Giden Aile Tra…08.11.2025
-
Premier Lig'in Zirve Yarışında Tottenham-Manchester Un…08.11.2025
-
Hull City, Portsmouth Karşısında Evinde Galibiyet Arıy…08.11.2025
-
Sakaryaspor - Serikspor Karşılaşması Öncesi Son Durum …08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Erol Taş
"Duvarların Ötesi" filminde benim bir arkadaşımı vurdular ve benim bu arkadaşımı deniz atmam gerekiyor. Fakat arkadaşını denize atan bu kötü adamın (benim) ağlaması gerekiyor ve bu adam (ben) bir ağlamaya başlıyor, arkadaşını denize atıyor tabii, ondan sonrası belki 60 dakika birim saati doldurdum, hıçkıra hıçkıra ağlıyorum ve kendimden tamamen geçtim. Bu herhalde dramın verdiği ağırlıktan olsa gerek. Ama kötü adamı oynadığım zaman gözünün yaşına bakmıyorum. Elimden geldiği kadar o hainliği yapıyorum ve seyircilerim de tahrik oluyorlar, bana bol bol küfrediyorlar ve deşarj oluyorlar. Ben de dünyanın en mutlu insanı oluyorum.
400 liralık bir senedi 6 ay ödemeyen yapımcının kapısına üç çocuğumu alıp dayandım. Bunlara siz bakın dedim. Ondan sonra vicdana geldi de paramı verip derdime derman oldu.
Yeşilçam'ın meşhur Pıtpıt'ı vardı, kahveciydi. Akşama kadar çalışıp 5 lira yevmiye alırdık o zamanın parasıyla. O zaman iyi paraydı. Bu parayı bitirmek için birbirimizle yarışırdık. Akşamları da gelip Pıtpıt'ın kahvesinde yatardık ve bizi bağrına basardı. Ne kadar mutlu günlerdi o günler.
Aslanbey filminde bir Rus generalini canlandırdım. Türklere karşı zalim bir insan. Bu film yıllar sonra Fındıkzade'ye geliyor, oradaki sinemada oynatılıyor. Benim evim de tam orada. Beni soruyorlar filmden çıkanlar. Sivri akıllının biri "Onu bulamayız, çocukları burada ilkokulda okuyor, gidelim onları dövelim" diyor. Gitmişler çocukların ağzını burnunu kırmışlar. Akşam eve gittim, çocukların ağzı yüzü kan, sargı içinde. Evde camlar kırık. Çocukları dövdükten sonra evde nümayiş yapmışlar Rusya’ya ‘burada işiniz yok’ diye. İşte bu kadar iyi kötü adam oynuyorum.