Her Fransız vatandaşı, 1572'deki Protestan kıyımını, hatta 13. yüzyılın Güney Fransa'sındaki engizisyonu unutmak zorundadır.
- Henüz kategori yok.
-
Aleyna Solaker'den 'Güller ve Günahlar' Rolü ve Kadın …08.11.2025
-
Altınkılıç, Kenan ve Zayn Sofuoğlu ile Sağlıklı Yaşam …08.11.2025
-
Chelsea ve Wolverhampton Karşı Karşıya: Liam Delap ve …08.11.2025
-
Güller ve Günahlar 5. Bölümde Berrak'ın İntihar Girişi…08.11.2025
-
Monaco-Lens Maçı Öncesi Kadrolar Netleşiyor: Pogba Yok…08.11.2025
-
Espanyol, Villarreal'ı Ağırlıyor: Gerard Moreno Dönüş …08.11.2025
-
Chelsea - Wolverhampton Maçı Öncesi Sakatlıklar ve Enz…08.11.2025
-
Le Havre-Nantes Karşılaşması: Erken Gol ve Kaleci Carl…08.11.2025
-
Rhein Derbisi'nde Mönchengladbach, Köln'ü Üç Golle Geç…08.11.2025
-
Dilek Kaya İmamoğlu'ndan Ekrem İmamoğlu Vurgusu ve İBB…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Ernest Renan
Artık, devlet dini yok; insanlar Fransız, İngiliz, Alman olup Katolik, Protestan, Yahudi olabilir ya da herhangi bir külte uymayabilir. Din kişisel bir şeye dönüştü; kişinin vicdanına bağlı. Uluslar artık Katolik, Protestan diye ayrılmıyor.
İnsan ne ırkının ne dilinin ne dininin ne nehirlerin akışının ne sıradanlığın yönünün kölesidir. Sağlıklı bir akla ve sıcak bir zihne sahip büyük bir insan topluluğu ahlaki bir bilinç yaratır, bu bilince ulus denir.
Irka ve dine verilen aşırı dikkatin sakıncaları vardır. Ulusal sayılan bir kültürle kısıtlanır ve ona hapsoluruz. İnsanlığın vadisi içinde nefes aldığımız açık havayı terk eder, yurttaşlar cemiyetine kapanırız.
Şu âna kadar herhangi bir şeyle çelişmemiş olan gözlem; mucizelerin, yalnızca ona inanıldığı dönem ve ülkelerde ve ona inanmaya ikna edilmiş insanların önünde gerçekleştiğini öğretir.
Ulusları birbirinden ayıran ne ırk ne de dildir. İnsanlar, fikir,çıkar,duygu,anı ve umut birliği sağladıklarında zihinlerinde aynı halktan olduklarını hissederler. İşte vatanı bu oluşturur.
İnsanın o veya bu dile sokulmadan, o veya bu ırka mensup olmadan, o veya bu kültüre dahil olmadan önce rasyonel ve ahlaki bir varlık olduğu esas ilkesini terk etmeyelim.
Geçmişte ortak zaferlere, şimdi ortak bir iradeye sahip olmak; hep beraber büyük işler yapmak ve daha da yapmak istemek, işte bunlar bir halk olmanın başlıca şartlarıdır.
Gerçek inanç sahibinin kafası âdeta demir bir çember içine alınmıştır; her türlü bilime kapalı ve yeni olabilecek her şeyi öğrenmekten âcizdir.
Anlaşılamamanın üzüntüsünü duyacağımız yerde, bütün zihnimizle başkalarını anlamaya çalışsak, hayat ne kadar güzel olurdu.
Artık sahip olmadığım bir inancın hala beni yönettiğini hissediyorum. İnancın özelliği, kaybolmasına rağmen hala etkili olmasıdır.
Gerçek şudur ki saf ırk yoktur ve politikayı etnografik incelemelere dayandırmak, onu boş hayallere dayandırmak demektir.
Oysaki ulusun özü tüm bireylerin ortak birçok şeye sahip olması ve aynı zamanda hepsinin pek çok şeyi unutmuş olmasıdır.
Öğrenilen şeylerin büyük bir kısmının unutulduğu doğrudur; ama zekânın onlar sayesinde yaptığı ilerleme kalıcıdır.
Eğer hayattan; size verebileceğinden fazla bir şey beklemezseniz, yaşayışı çok tatlı bulacaksınız, yalnız çok çalışınız.
Bir millet; ancak geçmişi çarpıtılarak oluşturabilir. Geçmişini çarpıtmadan bir millet oluşturmak mümkün değildir.
İnsan rıza gösterdiği fedakârlıklar ve çektiği acılar kadar sever. İnsan kendi yaptığı ve miras bıraktığı evi sever.
Uluslar sonsuz değildir. Başladılar ve bitecekler. Avrupa konfederasyonu muhtemelen ulusların yerini alacak.
İnsan ne diline ne de ırkına aittir: İnsan sadece kendine aittir, çünkü o özgür bir varlıktır, ahlaki bir varlıktır.
Sami ırkından felsefi bir anlayış bekleyemeyiz. Sami felsefesi Yunan felsefesinin ucuz bir taklididir.
Ben hayatımda, vicdanımın huzurunu her şeyin üstünde koruma amacını güttüm ve başardım.
Bizim gibi bir yaştaki kişinin özgür olabilmesi için kişi bir otorite duruşu içinde olmalıdır.
Çekilen her acının en etkili tesellisi, bizden daha fazla acı çeken insanları düşünmektir.