Yabanıllığın en uç noktasına kadar gitmek istemiştim; benden önce kimsenin görmediği ve belki benden sonra kimsenin görmeyeceği bu zarif yerlilerin arasında umutlarım gerçekleşmemiş miydi? Coşku verici bir yolculuğun sonunda yabanıllarıma kavuşmuştum. Ne yazık ki onlar fazla yabanıldı.Bir aynadaki görüntü kadar bana yakındılar, onlara dokunabiliyordum ama anlayamıyordum.
- Henüz kategori yok.
-
MasterChef Türkiye'de Şaşırtan Elenme: Çağlar Veda Etti09.11.2025
-
TCMB'den Altın Ekonomisi Analizi: Yastık Altı Miktarı,…09.11.2025
-
9 Kasım Günlük Burç Yorumları: Gezegenlerin Etkisiyle …09.11.2025
-
TOKİ Yüzyılın Konut Projesi Başvuruları Başladı: E-Dev…09.11.2025
-
İrem Derici ve Melih Kunukçu Aşkında Son Perde: Ayrılı…09.11.2025
-
Aynadaki Yabancı 6. Bölüm: Gerçekler Açığa Çıkıyor, Te…09.11.2025
-
Portekiz Ligi: Santa Clara, Sporting Karşısında Erken …09.11.2025
-
MasterChef Türkiye'de Haftanın Eleme Heyecanı: 7 Kasım…09.11.2025
-
8 Kasım 2025 Çılgın Sayısal Loto Sonuçları Belli Oldu:…09.11.2025
-
Ben Leman'da Gerilim Dorukta: Kaybolan Çocuklar İçin U…09.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Claude Lévi-Strauss
Onlarca hatta yüzlerce bin yıl boyu, oralarda da, seven, nefret eden, acı çeken, keşfeden, savaşan insanlar yaşadı. Gerçekte, çocuk halklar yoktur; çocukluk ve ergenliklerinin günlüğünü tutmamış olanlar da dahil olmak üzere, tüm halklar yetişkindir.
İnsanlığın muhtelif kısımları arasında kültürel farklılıklar olmasına rağmen, insan zihninin her yerde bir ve aynı olduğu ve aynı kapasitelere sahip bulunduğu, muhtemelen antropolojik araştırmaların pek çok sonucundan biridir.
Yoğunluğu yüksek bir toplumun bu yoğunluktan ötürü, besin maddeleri tükenmezden önce salgıladıkları toksinlerle birbirlerini uzaktan yok etmeyi başaran un parazitleri gibi, kendi kendini zehirlemeyeceği de kesin değildir.
Özgürlük; sadece kendileri tarafından gerçekleştirilmiş ve sürdürülmüş olduğu için diğerlerinden daha saygın uygarlıkların tutkun oldukları bu nitelik, ne bir hukuki buluş ne de bir felsefi hazinedir.
Her birimiz birtakım şeylerin meydana geldiği bir tür kavşağız. Kavşaklar tamamen pasiftir; oralarda bir şeyler gerçekleşir. Başka bir yerde, aynı derecede geçerli ancak farklı bir şey vuku bulur.
Doğa rengarenk bir dünya sunar gözlerimize ve biz, kültürlerimizin gelişimindeki benzerliklerden ziyade aramızdaki farklılıkların altını çizme eğilimindeyizdir.
Bütün memeliler arasında sadece insan her mevsimde sevişebilmektedir. İnsan türünün dişilerinde bir ya da daha fazla kızışma dönemi yoktur.
Özgürlük, insanlarla, işgal ettiği alan, tüketiciyle sahip olduğu kaynaklar arasındaki nesnel bir ilişkinin sonucudur.
Farklılıklarını yitirmemiş insanlar arasında bir gün eşitliğin ve kardeşliğin hüküm süreceğini hayal ediyoruz.
Bugün ister bitkiler ister hayvanlar olsun, canlı türlerin korkunç bir şekilde ortadan kaybolması var.
Algıladığımız dünya bilinmez bir gerçekliğin, zihin mimarisi içinde kırılmasından ibarettir.
Batı bilimi devamlı yeni soyutlamalar yoluyla yeni araçlar ve yeni kavramlar yaratır.
Doğal bir insan ne toplumdan öne çıkmaya ne de toplumdan dışarı çıkmaya çalışır.