Özgürlük ve insan haklarını sözde benimsemişler; basına bakıyorsunuz satılık; doğruyu yazan yok gibi; halka bakıyorsunuz tapınaklardan çıkmıyor, zamanının çoğunu ibadetle geçiriyor; sanata düşmanlar; eğitim düzeyi düşük; bilime, ilime, sanata hiç mi hiç katkıları yok; sadece doğal gaz ve petrol gelirlerinden elde ettikleri dolarlar üzerinde magandaca yüzüyorlar. Halk, bunca gelire karşın fakir; terör, cinayet, gasp, irtikâp, yandaşlık, yalakalık, hukuksuzluk diz boyu.
- Henüz kategori yok.
-
MasterChef Türkiye'de Şaşırtan Elenme: Çağlar Veda Etti09.11.2025
-
TCMB'den Altın Ekonomisi Analizi: Yastık Altı Miktarı,…09.11.2025
-
9 Kasım Günlük Burç Yorumları: Gezegenlerin Etkisiyle …09.11.2025
-
TOKİ Yüzyılın Konut Projesi Başvuruları Başladı: E-Dev…09.11.2025
-
İrem Derici ve Melih Kunukçu Aşkında Son Perde: Ayrılı…09.11.2025
-
Aynadaki Yabancı 6. Bölüm: Gerçekler Açığa Çıkıyor, Te…09.11.2025
-
Portekiz Ligi: Santa Clara, Sporting Karşısında Erken …09.11.2025
-
MasterChef Türkiye'de Haftanın Eleme Heyecanı: 7 Kasım…09.11.2025
-
8 Kasım 2025 Çılgın Sayısal Loto Sonuçları Belli Oldu:…09.11.2025
-
Ben Leman'da Gerilim Dorukta: Kaybolan Çocuklar İçin U…09.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Ali Demirsoy
Hoşgörü yok, bilim yok, mantık yok. Bilimle din karşı karşıya geldiğinde; önce bilim adamının ağzı kapatılıyor. Herhangi bir bozukluğu görüp de uyaranın ağzı hemen kapatılıyor. İnançlarımızın aksayan yönlerini tartışmaya açmaktan şiddetle kaçınıyoruz. Yanlışlarımızı, eksikliklerimizi göremiyoruz; görsek de söyleyemiyoruz.
Gün geçmiyor ki denizlerde birkaç yüz Müslüman boğulmuyor olsun. Dünya için Müslüman ölüsü tavuk ölüsü gibi görülmeye başlandı.
Kukla yöneticiler ile bırakın başka din ve inançları, kendi dinlerinin fraksiyonlarını bile düşman bilen ve boğaz boğaza savaşan, terörizme bulaşmış bir coğrafya ile karşı karşıyayız. Bu coğrafya başından beri çoğu dini tabanlı terörizmin yuvasıdır. Cumhurbaşkanımız Demirel’e bir gazeteci şu soruyu sormuştu: Bu coğrafyada ne zaman çatışma biter. Demirel: İbrahim Peygamberden beri süren çatışmanın yarın biteceğini mi sanıyorsunuz gibi bir yanıt vermişti.
Orta Doğunun gerici-bağnaz-terörist Eşari kalıntısı gruplarıyla ilişkileri, batı dünyasının son kararını vermesine yardımcı olduğu izlenimi yaratmıştır. Model çökmüştü.
Dili, coğrafyası, tarihi kökeni, ırkı farklı olan yaklaşık 50 küsur İslam ülkesinin ayrıcasız hepsinde hırsızlık, yalan, dolan, rüşvet, kadın ve çocuk istismarı, insan hakları ihlalleri, pislik, düzensizlik, saygısızlık, hukuksuzluk, ilkesizlik, sanat düşmanlığı, başka insanlarla birlikte yaşama durumunda uyumsuzluk en yaygındı ve bir anlamda ortak özellikti.
Tarihte Ateist olup da kitlesel katliam yapan birinin adını vermek hemen hemen olanaksız; ancak din adına katliam yapanların sayısını kitaplar almaz.
Bu yeni düzenlenen süreçte edinilen dini bilgilerin ve son olarak gündeme getirilen Osmanlıcanın bizim dışımızdaki toplumlarda kullanma şansı hiçbir zaman olmayacaktır. Yeni bir bilgi kazanılmasına da yardımcı olmayacaktır. Din simsarlarının ve Cumhuriyeti düşman olarak görenlerin önemli bir aracı olacaktır. Hele kininizi unutmayacaksınız diye başlayan bir söylemle bu yönlendirme tezgâha konmuş ise yazık olacak bu topluma.
Dilini çağdaş atılımlara ve yeniliklere parelel olarak geliştiremeyen her millet, er ya da geç, toplumsal kimliğini yitirir ve etkisi altında kaldığı dilin kültürünün egemenliği altına girer.
Ben size söyleyeyim, eğiteceğiniz bu çeteler bir gün namlularını bize çevirecekler. Ülkesine ihanet eden bir güruh bize neden ihanet etmesin?
Politikacılar din sömürüsü ile yola çıkmışlarsa ve geçmişlerinde açık ya da kapalı belirli cemaatlerin mensubu iseler ya da onların tezgâhından geçmişlerse, halkın inancını talan ve yalanlarına kılıf olarak kullanmaya başlamışlarsa, doğruyu bulma neredeyse olanaksız hale geçer.
Ne yazık ki ülkemiz de hızla bu kör döngünün, evrensel değerlerin göz ardı edildiği bir çekişme ve didişmenin içine girmektedir. Dogma ile doğanlar, dogma ile eğitilenler, yönlendirilenler, çok yakın zamanda doğduklarına pişman olacak durumlara düşebilirler.
Dogma sizin dışınızda başka varlıklara sorumlu olduğunuzu, bilim ise insanın kendi vicdanına karşı sorumlu olduğunu öğretir. Dolayısıyla vicdanınızla sürekli baş başa olmanız nedeniyle ahlaksızlıklardan olabildiğince uzak kalmayı başarabilirsiniz. Dogma dışı öğretide günahın sevapla trampası yoktur.
Dogmanın bataklığına saplanmış ülkelerin perişanlığını görmemek için kör olmak gerekiyor.
Dünyada dogmayı yönetimine esas alan hiçbir huzurlu ve ahlakı değerleri yüksek ülke bilinmemektedir.
Ne yazı ki, Türk toplumunda çıkarcılık, yalakalık, yasalara uymazlık, kavgacılık, şiddet, darp, karşısındakinin haklarına tecavüz, dolandırıcılık eylemlerinin hızla artmasını sadece endişe ile izlemekle yetiniyoruz.
Bir toplumu analitik, özverili, saygılı ve haklara saygılı düşünce yapısına ancak uzun yıllar ödünsüz, dogmadan uzak, bilimle yoğrulmuş sıkı bir eğitimle ulaştırabilirsiniz; kavgacı ve çıkarcı toplum yetiştirme en kolay yoldur.