Bir din devleti kurmak isteyenlerin önündeki en büyük engel kemalizm. türkiye’yi etnik kökenlere göre parçalamak isteyenlerin önündeki en büyük engel kemalizm. ve “yeni mandacı” numaracı cumhuriyetçilerin önündeki en büyük engel gene kemalizm...
- Henüz kategori yok.
-
Girona Küme Düşme Hattından Çıkış Arayışında: Alavés M…08.11.2025
-
Adanalı Genç İş İnsanı Mehmet Hanifi Kalo Hayatını Kay…08.11.2025
-
Irmak Ünal'dan Kanserle Mücadele Sürecine Dair Samimi …08.11.2025
-
Schalke ve Elversberg Zirve Yarışında: Gençler Sahne A…08.11.2025
-
Premier Lig'de Büyük Heyecan: Tottenham - Manchester U…08.11.2025
-
Şanlıurfaspor'dan PFDK Kararına Sert Tepki: İtiraz Red…08.11.2025
-
Gaziantep'te Umre Yolcusunu Karşılamaya Giden Aile Tra…08.11.2025
-
Premier Lig'in Zirve Yarışında Tottenham-Manchester Un…08.11.2025
-
Hull City, Portsmouth Karşısında Evinde Galibiyet Arıy…08.11.2025
-
Sakaryaspor - Serikspor Karşılaşması Öncesi Son Durum …08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Ahmet Taner Kışlalı
Kemalist devrimcilik anlayışının iki yanı vardır: Birincisi, eskimiş kurumların yerine, çağın gereklerine uygun kurumlar koymakla ilgiliydi. İkincisi ise sürekli olarak yeniliklere açık olmayı, değişen koşullara göre değişmeyi, “kalıplaşmamayı” gerektiriyordu.
Demokraside çoğunluk yönetir, ama azınlık susturulamaz. Azınlıkta olanların konuşması ise çoğunluğun sağlıklı yönetebilmesinin ön koşulu olduğu gibi, aynı zamanda azınlığın demokrasi dışı yollar aramamasının da ön koşuludur.
Kemalizmin altı oku gökten zembille inmedi. Laiklik,milliyetçilik ve cumhuriyetçilik Fransız Devrimi'nin etkisini yansıtıyordu; halkçılık,devrimcilik ve devletçilik de Sovyet Devrimi'nin...
Ülkesinin bağımsızlığını pazara çıkaranlar, laik türkiye cumhuriyetinin temellerini sarsanlar ve onların destekçileri demokrat sayılıyorlarsa, ben demokrat değilim.
İnsan malzemeniz iyi ise kötü sistemle de iyi sonuç alabilirsiniz. Ama kötü ise yapabileceğiniz en akıllıca şey, o insanları en iyi sınırlayacak sistemleri bulmaktır.
Hangi toplum olursa olsun yöneten halk değildir. Demokrasilerin farkı, halk tarafından yönetilmekten doğmaz, halk için yönetilmekten kaynaklanır.
Dine saygılı olmak başka, kendi dar görüşleri dışındakileri dinsiz sayanlara saygılı olmak başkadır. Saygısıza saygı duymak ise öyle zordur ki!
Demokrasinin ön koşuludur; çünkü Laiklik olmadan gerçek bir düşünce özgürlüğü, gerçek anlamda bir özgür seçim olamaz.
Türk halkı, Kuran’ı Türkçe olarak okuyup öğrenebilme olanağına, ancak laik cumhuriyet döneminde sahip olabilmiştir.
Hiçbir düşünce silahla yok edilemedi, edilemeyecek de… Silah değil, kalem kullanıyoruz. Hem de en yüreklisinden...
Gençlik sesini yükselttiğinde değil, asıl sustuğu, pıstığı zaman endişelenmek gerekir. Ülkenin geleceği için!
Sönen her mumun ardından onlarcasını yakın. Mumlar değil, karanlık isteyenlerin nefesleri tükenecektir.
Şeriatçıya, her türlü propaganda serbest ama bilim adamına, yazara, her düşüncesini söylemek yasak!...
Demokrasi, azınlıkta olanların da güvence altına olduğu, özgürlüklere saygılı bir çoğunluk yönetimidir.
Hep aynı şeyi duyan insanlar, giderek onun dışında bir doğrunun bulunabileceğini bile unuturlar.
Laiklik din adına baskı yapmak zor kullanmak isteyenleri devre dışı birakmak anlamına gelir.
Eğer siyasal iktidar, koruyacagi yerde halkın doğal haklarını cignerse, devrim hakkı doğar.
Sayısal çokluk, ancak bilinçli ve örgütlü olduğunda toplumsal ve siyasal bir güce dönüşür.
Kuvvetlerin ayrılmadığı ve özgürlüklerin güvence altına alınmadığı yerde anayasa yoktur.
Bu topluma kötülük edenler laiklik yanlıları değil, laikliği “dinsizlik” olarak karalayanlardır.
Lâiklik, genel anlamda toplum ve devlet düzeninin akla ve bilime dayandırılmasıdır.
Yetenekli azınlıkların ülkeyi yönetmeleri, demokrasinin kusuru değil, güvencesidir.