Fakirlik; gözü tok, ölçülü, sağlam karakterli insanlarda bir nevi asalete benzer. Muhteris ve zevkine düşkünlerde ise daima küçültücü olur.
- Henüz kategori yok.
-
Aleyna Solaker'den 'Güller ve Günahlar' Rolü ve Kadın …08.11.2025
-
Altınkılıç, Kenan ve Zayn Sofuoğlu ile Sağlıklı Yaşam …08.11.2025
-
Chelsea ve Wolverhampton Karşı Karşıya: Liam Delap ve …08.11.2025
-
Güller ve Günahlar 5. Bölümde Berrak'ın İntihar Girişi…08.11.2025
-
Monaco-Lens Maçı Öncesi Kadrolar Netleşiyor: Pogba Yok…08.11.2025
-
Espanyol, Villarreal'ı Ağırlıyor: Gerard Moreno Dönüş …08.11.2025
-
Chelsea - Wolverhampton Maçı Öncesi Sakatlıklar ve Enz…08.11.2025
-
Le Havre-Nantes Karşılaşması: Erken Gol ve Kaleci Carl…08.11.2025
-
Rhein Derbisi'nde Mönchengladbach, Köln'ü Üç Golle Geç…08.11.2025
-
Dilek Kaya İmamoğlu'ndan Ekrem İmamoğlu Vurgusu ve İBB…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Ahmet Hamdi Tanpınar
Tesadüfler ancak bir anlık fırsat verirler. Bu anı kaybetmek ihtimali, kaybetmemek ihtimali kadar kuvvetlidir.
Zaman kendini ilan ediyordu. Beyhudedir, diyordu bütün bu ıstıraplar, unutmalar ve hatırlamalar, ben varken hepsi beyhudedir!
En çok hataya düşenler, kendilerinden kudretlerinin üstünde şeyler isteyenler, kendilerini olduğu gibi kabul etmeyenlerdir.
Muhafazakar zihniyetin bir yüzü çok yırtıcı bir didişme ise, öbür yüzü ipin ucunu bir an bıraksanız sizi nerelere götüreceği belli olmayan bir şüphedir. Bu şüpheyi dünyanızı değiştirmekteki cesaretsizlik, o güvensizlik besler.
Bizim ortaokullarımız, liselerimiz, bazı sergilerde boşuna işleyen makinelere benzer.
Gençlerimiz ihtirassız, hatta heyecansız; gençlik birtakım meselelere açılmak, onları hararetle yaşamaktır. Boşlukta ne san'at eseri, ne de fikir olur. En dışımızda görünen bilgi bile içimizde yaşayan bir azap şeklinde olmalıdır. Mektep bitirmek için mektep bitirilmez. Her genç enginde bir gemi gibi her an kendi kendisine "Ben neyim?" "Niçin buradayım?" "Ne yapmak istiyorum?" sualini sormalıdır. Bunu yapmayan genç hiçbir zaman genç olamayacak bir ihtiyardır. Yani ölü olarak yaşamayı kendiliğinden kabul etmiş demektir.
En iyisi düşünmemekti. Kaçmaktı. Kendi içime kaçmak. Fakat bir içim var mıydı? Hatta ben var mıydım? Ben dediğim şey; bir yığın ihtiyaç, azap ve korku idi.
Hadiseler kendiliğinden unutulmaz. Onları unutturan, tesirlerini hafifleten, varsa kabahatlilerini affettiren daima öbür hadiselerdir.
İş insanı temizliyor, güzelleştiriyor, kendisi yapıyor, etrafıyla arasında bir yığın münasebet kuruyordu. Fakat iş aynı zamanda insanı zaptediyordu. Ne kadar abes ve mânâsız olursa olsun bir işin mesuliyetini alan ve benimseyen adam, ister istemez onun dairesinden çıkmıyor, onun mahpusu oluyordu. İnsan kaderinin ve tarihin büyük sırrı burada idi.
Bazı insanların ömrü vakit kazanmakla geçer... Ben zamana, kendi zamanıma çelme atmakla yaşıyordum.
Bütün hayatım boyunca dikkat ettim, insanın daima korktuğu şeyler başına geliyor.
İnsanların saadet anlayışları da gariptir. Kitaplara bakarsınız, kendilerini dinlersiniz, insanoğlunun asıl vasfı akıldır. Onun sayesinde diğer hayvanlardan ayrılır. Beylik sözüyle hayata hükmeder. Fakat kendi hatalarına teker teker bakarsanız bu yapıcı unsurun zerre kadar müdahalesini göremezsiniz. Bütün telakkileri, hususi bağlanışları hep bu aklın varlığını yalanlar.
Realist olmak hiç de hakikati olduğu gibi görmek değildir. Belki onunla en faydalı şekilde münasebetimizi tayin etmektir.
Bazen düşünüyorum, ne garip mahluklarız? Hepimiz ömrümüzün kısalığından şikayet ederiz; fakat gün denen şeyi bir an evvel ve farkına varmadan harcamak için neler yapmayız?
Dinlemesini biliyorsun, ki bu mühim bir meziyettir. Hiçbir işe yaramasa bile insanın boşluğunu örter, karşısındakiyle aynı seviyeye çıkarır!
Ben aşktan daima kaçtım. Hiç sevmedim. Belki bir eksiğim oldu. Fakat rahatım. Aşkın kötü tarafı insanlara verdiği zevki eninde sonunda ödetmesidir. Şu veya bu şekilde... Fakat daima ödersiniz... Hiçbir şey olmasa, bir insanın hayatına lüzumundan fazla girersiniz ki bundan daha korkunç bir şey olamaz.