Zamanımızın gerçek bireyleri, kitle kültürünün kof, şişkin kişilikleri değil, ele geçmemek ve ezilmemek için direnirken acının ve alçalışın cehennemlerinden geçmiş fedailerdir.
- Henüz kategori yok.
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
-
LaLiga'da Kritik Randevu: Sevilla ve Osasuna Düşüşü Du…08.11.2025
-
Hull City Zirve Takibinde: Art arda Gelen Galibiyetler…08.11.2025
-
Rochester Adams, Stoney Creek'i Yenerek Bölge Şampiyon…08.11.2025
-
Kompany'nin Rekor Peşindeki Bayern Münih'i Union Berli…08.11.2025
-
Ankara'da Elektrik Kesintileri: Başkent EDAŞ'tan Şebek…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Eğer yoksa fikir yönetilirsin ve başkalarının yönlerine karışırsın, işte o zaman başkalaşırsın.
Şimdiye kadar hep başarısız olmamızın nedeni işte buydu. Düşmanı hep yanlış şekilde yenmeye çalıştık. Düşman kurallar ve sistem değildi. Onu savunan bireylerdi.
Dünyanın bana acı çektirmeye, canımı yakmaya, beni aşağılamaya hakkıı olduğunu kabul etmiyorum; ve bu nedenle, onun beni ele geçirmesinden özenle kaçırdım.
'Ben' olmadan, 'biz' olmaz. Ben yoksa bir toplulukta, artık oradaki toplam ötekileştirilmiş, kendi benliğine yabancılaştırılmıştır. Artık bu kalabalık 'onlar' olarak nitelenebilir. 'Biz' diyebilmek için, 'biz'i oluşturan tek tek ben'lerin kendi özgünlüklerini korumaları ve birbirine benzetilmemeleri gerekir. Yoksa oradaki kitle, toplum ötekileştirilmiş onlar'ın toplamıdır. Bu noktada Foucault'nun dediği gibi "Bir yerde herkes birbirine benziyorsa orada kimse yok demektir." gerçeğine yaklaşırız. Bir toplulukta 'ben yoksa, o topluluğun bir ruhu ve özgünlüğü yoktur, o topluluk kuru kalabalıktan ibarettir. İradesi ve özgünlüğü elinden alınmıştır. İşte bu noktada oradaki insanların yerine ödün koysanız hiçbir fark olmayacaktır. Foucault, bence "orada kimse yoktur," derken tam da bunu kast ediyordu. Özgür bireyin olmadığı ve bireylerin gönüllü olarak bulunmadığı hiçbir topluluk, "biz' değildir ve ötekileştirilmiş yok edilmiş ben'lerin mezarlığından başka bir şey değildir.
Tekelli düzenin millet bilincinden kaynaklanan aidiyet duygularını erozyona uğrattığı kesindir. Tekelli düzenin, hem agnostik yapısı, hem bireyi edilgen hale getirmesi ve hem de yeni parçalı iktidarlar yaratması açısından feodal düzenle, kapitalizm açısından çok daha fazla, benzerlik kurduğunu düşünüyorum.
Bu benim rapim, bu benim şiirim, bu benim derinim, bu benim bendim, bu benim eserim, bu benim ta kendim... Ta kendim… Ta kendim… Ta kendim...
Karanlıkta aylak aylak dolaşarak aradı bir dostum ışığı, ben evimde sıcak çorbama daldırırken kaşığı. Birbirimizi karanlık kamufle etmişti ve durum kötüydü. Diğerlerini ışıklar bronzlaştırdı, tenler ölüydü. Birisi kalbini tâmir ettirdikten sonra hiç ağlamadı. Diğer dostum son yediği kazıktan sonra hiç konuşmadı. Derler ya, ağzını bıçak açmadı, diğer dostum Hakk'a karşı geldi beli bir daha doğrulmadı.
İnanmasan da geçer sayılı zaman, nöbet vaktin dolacak aslan. Sabrın tadı ki acı da olsa tatlıdır ya meyvan.
Benim sermayem çift el artı çift göz... Karamsardan varan harbi doğru söz, acılarımsa köz.
Bu rüzgâra dayanabilmek için bir kaya mı olmalıyım? Bu tuğlalar, bir bina yapmak için varlar... Bu dalgalarsa kumdan adalarımı yıkmak için çağlar...
Eğer yoksa fikir yönetilirsin ve başkalarının yönlerine karışırsın, işte o zaman başkalaşırsın.