Bilim meraktır, bir şeyleri keşfeder ve nedenini sorar.

Okumak, bizi bilinmedik üIkeIere götüren bir zihinseI ve anIıksaI yoğunIaşma biçimidir. Kendimize giden, akIımızın ucundan geçmemiş yoIIar buImaktır. Bu bir keşiftir. RekIam ve anIık iIetişim çağında kaç kişi böyIe okuyabiIir; çok az; ama unutuImamaIıdır ki uygarIığımızın sürekIiIiğini sağIayan onIardır.

Gezmek, mutlaka uzağa gitmeyi gerektirmez; tarihe ve beyinlere yapılan seyahatler büyüleyici olanlardır.

Bir cismi ya da kişiyi merak edip de peşin hükümlü fikirler tarafından engellenmek kadar zor bir şey yoktur. İşte bu perde zaman zaman kalkar, onu kaldıran kişiye ise dahi denir.

Zaten var olan yollar üzerinden gelecek olan mükemmel bir teoriye inanmıyorum. Bizim yeni bir şeye ihtiyacımız var. Bunun ne olabileceğini tahmin edemeyiz ya da ne zaman bulacağımızı çünkü eğer bilseydik, çoktan bulmuştuk da! Bu 20 yıl içerisinde gelmeliydi, ancak belki de hiç bulamayacağız.

Ayaklarınıza değil, gökyüzüne bakın. Gördüğünüz şeylerin mantığını anlamaya çalışın. Evren’in neden var olduğunu düşünün. Meraklı olun.

Merak, yüce ve cömert beyinlerde, ilk ve son tutkudur.

Saf bir akıl. Garip şeylere inanmaktan büyük haz alır. Bulduğu ne denli garipse, onun için o kadar iyidir. Sade ve anlaşılır şeylere ise yüz vermez; çünkü onlara zaten herkes inanır.

Başka yerlerde neler olup bittiğini bilmek istiyorum.

Ben herhangi bir şey bilmiyorum ancak bildiğim şey şu ki yeterince derine inebilmişseniz her şey çok ilgi çekicidir.

İlgi çekici soruların her çeşidi bilime ait bir bilgi alanından gelmektedir.

İnsanoğlu merak etmeyi sever ve bu da, bilimin tohumudur.

Zihin, doldurulması gereken bir kazan değil, tutuşturulması gereken bir ateştir.

İnanın tarih kitaplarını içiyorum ve bazı konularda uzmanlaşmış durumdayım. Mesela Eski Mısır ve Tudor İngiltere’si konularını çok fazla okuyorum. Yaptığım yolculuklarda da yerinde değerlendiriyorum. Mesela bu yüzden İngiltere ziyaretim bir Tudor ziyaretine döndü. Geçmişte yaşananlar ilgimi çekiyor. Bir yere ziyarete gittiğimde oradaki asırlık taşlara dokunuyor, bu taşlara kimler dokundu, bu yollardan kimler geçti diye düşünüyorum.

Merak, altın bir penceredir. O pencereden içeriye kim girmek istemez?

Bavul, yazarın zihnindeki yalnızlık ve merak dolu dünyayı taşır.

Cesaret, kararlılık, merak ve bilme arzusu, dostluk, tehlike ve riske girmenin heyecanı, yarışmanın zevki, bağımsızlık, hayal gücü, egonun tatmini, yüksek amaçlara hizmet etme duygusu gibi motivasyonlar, hemen hemen tüm kâşiflerde değişik ölçeklerde gördüğümüz itici güçlerdir.

Gizemler'in sınırındayım ve perde gittikçe inceliyor.

İnsanın merakından duyulan memnuniyet hayattaki en büyük mutluluk kaynaklarından biridir.

Dünyada en değer verilmesi gereken şey, insanın özgür ve keşfeden zihnidir.