Dinler işlerini bitirmiş, vazifeleri tükenmiş, yeniden uzviyet ve hayatiyet bulamayan müesseselerdir.

Siyasetten ilgisiz kalanlar, meydanı din düşmanlarına terk ederler. Ama muvaffak olamadık, önümüze kanun çıktı; bu pezevenklerin oluşturduğu Türk parlamentosundan!

Bakın, bu papaz.

Siyasetsiz din olmaz, dinsiz de siyaset olmaz.

Mezhep, dil , din , ırk, köken, cinsiyet üzerinden siyaset yapan ülkeler, “sefil“ oldu, “sefil“ olacak.

Bir gün, İslam'la kandırılmışların yığınsal desteğini alacak asıl sinsi hırsız tayfası başa geçerse şaşmayın!

"Tartışma" eski dilde münazara. Yani nazar etme, karşılıklı bakış oluşturma... Son zamanlarda ise ezme, alt etme, aşağılama... Tartışma!

Dürüst olmak gerekirse, politikacıların dini inançlarını büyütmesinden hoşlanmıyorum, o yüzden ben bunu büyütmüyorum.

Kollarına Tanrı'yı takan politikacılara tahammül edemiyorum.

Hitler, Stalin ve Pol Pot din karşıtıydılar, ama bu sebep oldukları vahşeti engelleyemedi.

Cahil ile tartışırken söyleyeceğin her söz, ateşe atılmış birer odundur aslında…

Allah laikliğin belasını versin.

Mantığı kullanmayı reddeden biriyle tartışmaya girmek; bir ölüye ilaç tedavisi uygulamaya benzer.

Bütün evrende her şeyin yaratıcısı ve efendisi olan bir Tanrı vardır... İnsan topluluğunun en iyi yönetim biçimi de tek bir kişi tarafından yönetilenidir.

Tartışmacıların fikirleriyle birbirlerini ikna etmeyi başardığı bir münakaşaya daha hiç tanık olmadım.

Halkı disiplin ve barış içinde tutmak isteyen kurucularının dine dair getirdiği kuralların kabul görmesi için bunların kendilerinden değil de bir tanrıdan ya da insan üstü bir varlıktan kaynaklandığı sanısını yaymışlardır.

Ne zaman din toplumu yönetmek için kullanıldıysa, din kralların ve diktatörlerin elinde halkı cezalandırmak için her zaman bir araç olarak kullanılmıştır…

Bir rakibin gerekçelerine itiraz etmeden önce, meşru bir şekilde itiraz edilebilecek olsalar bile, argümanlarına cevap verin.

Türkiye’de pek çok insanın kafası din ve ifade özgürlükleri konusunda karışıktır. Ama aynı zamanda bu konuları düşünmeye ve tartışmaya yönelik ciddi bir istek ve merak vardır.

Bilen birine öğüt vermek gereksizdir bilmeyen birine ise yetersizdir.