Şimdiye kadar yapılmış, evrenle olan ilişkimiz hakkında yapılmış, hikayelere inanamıyorum. Orada ne var bakın; bir orantı içinde değil.
- Henüz kategori yok.
-
Arnold Schwarzenegger'dan The Running Man Remake'ine T…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Rafa Silva'nın Geleceği Belirsiz: Saha İçi…08.11.2025
-
Cengiz Ünder'den 8 Milyon Liralık Göz Kamaştıran Evlil…08.11.2025
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Dünyayı yaratan hamiyetli bir tanrı var olsaydı ve hem Evren'de hem de ölümden sonraki hayatta ahlaki bir düzen yaşansaydı, kendimize bunun çok iyi bir şey olduğunu söyleyebilirdik; oysa tam da bunları dilemeye mecbur bırakılmamız oldukça can acıtıcı bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor.
Sonsuz uzayda etrafında bir düzine daha küçük kürenin döndüğü yuvarlak, ortası sıcak, üzerindeki küflü tabakanın canlı ve bilinçli varlıklar ürettiği soğuk sert bir kabukla kaplı sayısız aydınlık küre - bu ... gerçek dünya.
Bilim, kendimizi ve birbirimizi kandırmamamız için bir yoldur. Dünya'nın yaşını veya yıldızların uzaklığını ya da yaşamın nasıl evrildiğini öğrenmek... Bunlar ne fark yaratır ki? Bu biraz da, ne kadar büyük bir evrende yaşamak istediğinizle ilgilidir. Kimileri küçük olmasını tercih eder. Bunda bir sorun yok. Anlaşılabilir. Ama ben büyük olmasını isterim. Bütün bu bilgileri kalbime ve aklıma soktuğumda bunlar beni coşturur. Bu duyguyu hissettiğim zaman da bunun gerçek olduğunu, sadece kendi kafamın içinde olup biten bir şey olmadığını bilmek isterim. Çünkü neyin gerçek olduğu önemlidir ve hayal gücümüz Doğa'nın muhteşem gerçekliğinin yanında hiç kalır.
Bizler sırlarla dolu bir evrende bir rüyanın rüyasını görmekteyiz. Gerçekte bildiğimiz hiçbir şey yoktur. Bildiğimizi sandığımız şey sadece olaylardır. O olaylar ki, bilmediğimiz bir objeyle asla bilemeyeceğimiz bir süjenin birbirlerine olan ilgisinden doğmuştur.
Eğer evrenin gerçek bir görüntüsüne sahip olabilseydik, belki de onu anlayabilirdik.
Evreni birleşik bir bakış açısıyla kavrayabilen biri için tüm yaratılış, benzersiz bir gerçek ve gereklilik olarak görünecektir.
Kutsal Kitap da bir peri masalı, ya da peri masalı özünü benimsemiş daha büyük bir hikâye içeriyor. Ancak bu hikâye tarihe geçmiştir. Ve de gerçeklikle fazlasıyla tutarlıdır. İnsanın doğruyu bulacağı başka bir masal yoktur ve inançsız kişiler bile kendi yararları doğrultusunda gerçek olduğunu kabul etmiştir. Sanatı konusuna gelince (Kutsal Kitap'ın), son derece ahenkli bir sanatı vardır, yani yaratılıştır. Bu yüce bir hikâyedir ve doğrudur. Sanatı onaylanmıştır. Sahip tanrıdır, meleklerin ve insanların.-ve de Elf'lerin. Efsaneler ve geçmiş bir araya geçmiş ve kaynaşmıştır.
Bizler sırlarla dolu bir evrende bir rüyanın rüyasını görmekteyiz. Gerçekte bildiğimiz hiçbir şey yoktur. Bildiğimizi sandığımız şey sadece olaylardır. O olaylar ki, bilmediğimiz bir objeyle asla bilemeyeceğimiz bir süjenin birbirlerine olan ilgisinden doğmuştur.
Evrende gerçek değişimlerin olabilmesi için, hareketli olanın sahiden yani içeriden değişmesi gerekir.
Yine de, Evren, kendisi kadar gerçek dışı olan bilinçli varlıklar için yeterince gerçektir.
Greklerce, dünyayı Tanrılar yaratmadı, Tanrılardan önce de dünya vardı. Ama evren karanlıktan ve kargaşalıktan ibaretti.
Kozmoloji bizi daha önce sadece mit ve din ile cevap verebildiğimiz en gizemli sorularla yüz yüze getiriyor. Kozmos ile bağlantı kurma isteğimiz gerçeğe en derinden şekilde yansıyor, fakat bizler astrologların vaat ettikleri gibi değersiz bağlarla değil, en derin şekilde bağlıyız.
Deliren çıldıran zamanın, olayların tekdüzeliğinden kopup kaçak bir serseri gibi tarlalarda bağırarak koştuğu bir andı. Öyle anlarda yaz çığırından çıkar, delice bir dürtüyle her yandan evrenin tümüne yayılır, bilinmedik, çılgın bir yöne doğru ikiye-üçe katlanarak giderdi.
İçine gömüldüğümüz simsiyah,soğuk ve bilinmeyen evrendeki ıssız noktamızdan bakarak edindiğimiz anlayışın derinliğidir gerçekliğin enginliğinde yankılanıp bizi önemli kılan.
Gerçekliğin ne ölçüde geniş olabileceğini düşünmek bile insanın kibrini kırmaya ve coşku vermeye yetecektir.
Fizik yasaları evrenin lazeri gibi çalışarak evrendeki gerçek süreçleri -ince ve uzak bir yüzeyde yer alan süreçleri- aydınlatır ve gündelik hayatımızın holografik yanılsamalarını üretir.