Öyleyse haydi Türkiyem, ileri...
- Henüz kategori yok.
-
Fransa Ligue 1'de Marsilya - Brest Maçı: Kritik Randev…08.11.2025
-
Mevsimlik Lezzetlerle Sonbahar Sofralarına Özel Risott…08.11.2025
-
Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi Hedefi ve Mali Zaferle…08.11.2025
-
Sevilla'dan Tarihi Zafer: 14 Yıllık Hasret Guadalquivi…08.11.2025
-
Suudi Arabistan Pro Lig: Al Fayha - Al Akhdoud Karşıla…08.11.2025
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Bu konsoloslukları ya da büyükelçilikleri kapatırken bizimle detayları paylaşmadan önce bu adımları atmaları, tüm ülkeler için söylüyorum, maksatlı. Burada 'Türkiye istikrarsız, Türkiye'de terör tehdidi var' imajı vermek istiyorlarsa bu dostluğa da sığmaz, müttefikliğe de sığmaz. Hele hele seçim öncesi Türkiye'yi, AK Parti iktidarını, bizleri zor durumda düşürmeye çalışıyorlarsa bizim halkımız da bunun arkasında ne olduğunu çok iyi biliyor. Bunun da onlara bir faydası yok, amaçlarına hizmet etmez. O yüzden biraz dürüstlük ve samimiyet bekliyoruz.
Kıbrıs Türkü artık sırf müzakere etmek için masaya oturmayacaktır. Son seçimlerde de bu mesajı açıkça verdiler
Halk cahil, cumhurbaşkanını halkın seçmesi kadar tehlikeli bir şey yok. Geçen çok üst düzey bir komutanla konuştum. O da diyor ki; 'Yani hedefleri belli' diyor. Yani efendim demokrasi, insan hakları, özgürlük bunların hepsi bahane. Fevkalade tehlikeli, cumhurbaşkanını halkın seçmesi. Türk halkının seçmesi kadar tehlikeli bir şey yok. Çünkü Türkiye Fransa, İsviçre değil, halk cahil.
Gelecek nesilleri değil, gelecek seçimleri düşünen politikacılarımız bu tablonun ressamlarıdırlar. "Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler." parolası ile liberalizm, en acı örneğini Türkiye'de vermiştir.
Bu nedir? Bir elin beş parmağı. Bunu ne yapacaksın? Bunların üstüne bir Osmanlı beşlisini indireceksin...
Bence yapmamız gereken farklı bir yaklaşım izlemek. Muhalefetin liderlerini desteklediğimizi açık şekilde belirtmeliyiz. Açıkça pozisyonumuzun parlamentoda da yer edinmek isteyen Kürt nüfusun entegrasyonunu sağlamak olduğunu söylemeliyiz. Yanlış olduğunu düşündüğümüz şeyler hakkında sesimizi çıkarmalıyız. Yaptıklarının bedelini ödemeli. Muhalefetle doğrudan iletişimde olup, Erdoğan’ı mağlup etmeleri için cesaretlendirebiliriz. Darbe ile değil, seçimle.
Türkiye artık demokrasisi, özellikle seçimleri, olgunlukla, sulh ve barış içinde gerçekleştiren bir ülke olmuştur. Çok partili hayata geçtiğimiz tarihten, özellikle serbest seçimlerden itibaren 1950 yılından bu yana gerçekleşen bütün seçimlerin büyük bir olgunlukla, Yüksek Seçim Kurulunun idare ve gözetimi altında büyük bir olgunlukla gerçekleştirildiğini, adil bir süreçle gerçekleştirildiğini bütün milletimiz net bir şekilde görmüştür. Bu bakımdan bu da Türkiye açısından çok önemlidir. Katılım oranına gelirsek... Bugün batı ülkelerinde neredeyse yüzde 45-50 oranında bir katılımla gerçekleştirilen seçimlerin Türkiye'de yüzde 87'yle gerçekleştirilmiş olması, Bursa'da yüzde 90'a ulaşmış olması, insanımızın 'ülke yönetimine benim de bir katkım, tesirim olsun' diyerek yaklaşımını göstermektedir ki bu, Türkiye için gelecek adına umut vadeden bir durumdur.
Demek ki biz uzayda, başka bir gezegende yaşıyormuşuz. Türkiye’nin ve toplumun hiçbir şeyini bilmiyormuşuz! Demek ki insanlar durumdan, gidişten memnunmuş. Seçim günü uzay gemisinden paraşütle, hiç bilmediğimiz bir ülkeye indik. Burasının Türkiye olduğunu öğrendik. Ülkenin gerçeklerini, nasıl böyle yanıldığımızı da yakında inşallah öğrenmeye başlayacağız!
Bugün sizi bu meydana yevmiye ile mi getirdiler? Paralar verildi mi? Kumanyalar dağıtıldı mı? Yoksa valililer yazı mı yazdı? ’Bugün Deniz Baykal Çağlayan Meydanı’nda miting yapacaktır. Bütün daire müdürleri, amirler ve memurlar eşlerini de yanına alarak bu mitinge katılın’ diye yazı mı yazdı? Yoksa İstanbul’un dışından, başka kentlerden buraya otobüsler mi kaldırdık?”
AKP'nin ilk kazandığı 2002 seçimlerinde dahi, durumun vehametini belirten biri olarak, şimdi de; bugünkü seçimlerin Türkiye'deki son özgür ve adil seçimler olacağı konusunda uyarıda bulunuyorum.
Sizin harmanınız büyük de, taneniz çıkmıyor. Burada beni dinlerken aşka gelip Rahman'ı alkışlarsınız, sandık başına gidince Şeytan'a sarılırsınız.