Öğretmenler olarak sisteme dışarıdan bakmayı öğrenmeniz, nerede bozukluk var görmeniz gerekiyor.
- Henüz kategori yok.
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
-
LaLiga'da Kritik Randevu: Sevilla ve Osasuna Düşüşü Du…08.11.2025
-
Hull City Zirve Takibinde: Art arda Gelen Galibiyetler…08.11.2025
-
Rochester Adams, Stoney Creek'i Yenerek Bölge Şampiyon…08.11.2025
-
Kompany'nin Rekor Peşindeki Bayern Münih'i Union Berli…08.11.2025
-
Ankara'da Elektrik Kesintileri: Başkent EDAŞ'tan Şebek…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Başarmak istediğimin ne olduğunu soracak olursanız yanıtı farkındalık yaratmaktır ki o zaten öğretmenin başlangıcıdır.
Profesörü tanımak da yetmez. O milletin "öğretmenlerini de" tanıyacaksın, kafa orada oluşur. Bugünkü Türkiye’nin hâlini de öğretmenlerinden anlarsın. O iyi değilse, memleketin hâli de iyi değildir. Öğretmenin içinde “ışık” ve denge duygusu varsa, o ülke de belirgin nitelik vardır.
Çocuklarımız için Erken Çocukluk Eğitim Takvimi hazırladık. Bir velimiz veya öğretmenimiz, '365 gün boyunca bir çocukla ne yapılır, nasıl yapılır bütün bunları her gün takvim yaprağında bulma imkanına sahipler.
Okul müdürü etrafında bir huşu atmosferi yaratmalı ve kendi mükemmelliği karşısında hayretlere düşmüş bir edayla yürümeli.
Eğer bir nesil cehaletin mutluluk olduğunu sanarak yetişirse, bir sonraki nesil cehaletini bile fark edemeyecektir. Çünkü bilginin ne olduğunu bilmeyecektir.
Bence okullarda uyuşturucu dersi olmalı, ırkçılık hakkında ders olmalı, polis vahşeti hakkında ders olmalı, neden insanların aç kaldığı hakkında dersler olmalı ama yok onun yerine beden eğitimi var, hadi voleybol oynamayı öğrenelim.
İlk öğretmen, ilk bilgi veren insan annedir. Buradan hareketle eskilerimiz anneye 'öğreten, terbiye eden' anlamında 'mürebbiye' derlerdi; mürebbiye ile Rabb aynı kökten sözcüklerdir.
Öğretmen dilsizse çocuklar cezalandırılma korkusu; öğretmen konuşkansa çocuklar utanma duygusu yaşar.
Erken dönemde hafif bir hastalığı olanlar kendine bakmak denen bir eğitimden geçtikleri için uzun yaşarlar.
Kendi eğitimini hatırlayan herkes, öğretmenleri hatırlar, yöntemleri ve teknikleri değil. Öğretmen, eğitim sisteminin kalbidir.
Öğrenciler, başarısızlığa mahkum olduklarını önceden garanti eden öğretmenleri nadiren hayal kırıklığına uğratırlar.
Genel bir sistem içinde değerlendiremiyorsun ki. Kendi kendine baş etmeye çalışıyorsun. Erkek egemen sistemi dert edinmiyorsun okuyup öğrenmeden önce. Geleneksel olarak öğretilen kadın erkek rollerini devam ettiriyorsun ve bu sistemin içinde kalarak sorunları çözmeye çalışıyorsun. Ama Esenler’de çalışmaya başladığım dönemde, 98’de 20’li yaşların başındaydım ve orda şunu farketttim. Bu sistemin sana yaptığı en kötü şey: kendi cinsini, hemcinsini sevmeye izin vermiyor sana. Nasıl ki bu erkek egemen sistem kadını kendisine yabancılaştırıyor, rol modeli olarak erkeği alıyor, fark ettim ki kadınlar da aslında kendisine bir rol model erkek seçiyor, kendi hemcinsiyle sürekli kavgalı hale geliyor, yaşanan kişisel, ailevi, ilişkisel sorunlarda aslında hep kendi hemcinsine suç buluyor, sorun çıkartıyor. Erkeği sorgulamıyor. Gelin kaynana ilişkilerinden tutun anne kız ilişkilerine, kardeşler arasındaki ilişkiye, önce kadınlar arasındaki, sonra da kadın-erkek bütün ilişkilere daha dikkatli bakmaya çalışıyorsun. Nasıl bir hiyerarşi kurulduğunu, kadınların bu sistem içinde nasıl ötekileştirildiğini, yok sayıldığını farklı biçimlerde fark ediyorsun. O yüzden kendi açımdan Esenler’deki kadın komisyonunu devrimsel ikinci süreç olarak görüyorum.
Kürt kimliğinden dolayı, Alevi kimliğinden dolayı, kadın kimliğinden dolayı bu erkek egemen sistemin, kapitalist modernitenin sizi kendi kimliğinize ne kadar yabancılaştırdığını ilk fark etmeye başladığınızda büyük bir hayret yaşıyorsunuz.
Bir okumuşum tam 15 sene sürece... Ve okulumu kırmışım, kırılmışım dünümde. Şimdilerde ezbere büyüdüğümü anladım, tekdüze. Bilgilerimi çöpe attığım defterlerimde bıraktım ve soru kâğıtları artık yok önümde, tıpkı sorulan sorulara cevap olamadığı gibi. Verilen cevaplara kayıtsız kalanım. Ben talanım, ortadayım, çevremde bu koca şehir; elimde dumandan ibâret bir zehir, kibirle yıkanan insancıklar ortasında binlerce çocukluğum, çantalarına koymak için bekliyor geleceğini. Ben işte oydum, şimdi buyum! Önümüze bakıp da yönümüzü bulamadık, gözümüzü açıp da yolumuza varamadık, sözümüzü tutup da ileriye adım atamadık, adımızı karaladık ama temize çıkaramadık. Atamıza rüsvâyız, şimdi ben soruyorum sayın hocam; pişman mısın? Gelecek sizin eserinizdir, ezbere nesiller yoldalar; kırmızıda geçtiler. Yeşili beklemeden meydanı boş bulan her hergele mengene oldu, ülkemi yedi âfiyetle beni de. Siz diplomasına imzalarınızı attınız. Şimdi yine soruyorum sayın hocam, pişman mısın? İmzâlarınız ateşe verdi kibritin torpilini ve yandı okul önlükleri. Üniformalarda saklanan büyük teröristleri yarattınız, kararttınız; 25 senedir beklediğim aydınlık geleceğimi, biraz abarttınız!...