Öfkeye tutunmak, zehri kendin içip ötekinin ölmesini beklemek gibidir.
- Henüz kategori yok.
-
Arnold Schwarzenegger'dan The Running Man Remake'ine T…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Rafa Silva'nın Geleceği Belirsiz: Saha İçi…08.11.2025
-
Cengiz Ünder'den 8 Milyon Liralık Göz Kamaştıran Evlil…08.11.2025
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Kin taşımak yanan bir kömür parçasını başkasına atmak için eline almak gibidir. Sadece kendini yakarsın.
Kin taşımak yanan bir kömür parçasını başkasına atmak için eline almak gibidir. Sadece kendini yakarsın.
Nefret dolu, kinci kimselere kızmamalıyız. Onlar adına üzülmeliyiz. Onlar bize zarar veremezler. Onlar Allah'ın dinine zarar veremezler. Yalnızca kendilerine zarar verirler.
Canlı Bomba Psikolojisi: Terör kurbanıdır. Kin, nefret ve öfke ile otohipnoz olmuştur. Cesaret hapı almıştır. Kaybedecek bir şeyi yoktur.
Hiddet ve kin, hakîkatleri gören gözleri kör eder. Öfke, iyi düşünmeyi daraltır, yanıltır.
Şizofrenler hep yeni dünya kuruyorlar ve kurdukları dünyada yaşıyorlar. Ancak dünyalarının akılları yok ve sık sık yeni dünya kuruyorlar. Şizofrenler tutarlı değiller ve ısrarlı olmaıyorlar; toplum, fırsat buldukça şizofrenleri akıl hastanelerine kapatıyor.
Domuz, burnunu pislikten çıkarmaz, pislik mis kokulu olduğu için değil, burnu pisliğe alıştığı içindir. Çocukluğumda fırınlarda yoksullar görürdüm, bayat ekmek arıyorlardı, daha da fazla vermek istiyorlardı; babama sordum, 'oğlum taze ekmeği mideleri almıyor' diyordu. İşte bugün medyada gördüğümüz eski arkadaşlarımızın hep pisliği savunmaları, sakatlandıkları, artık koku diye sadece pisliği belledikleri içindir; bugün halkımız nerede ise beş duyusunu da kaybettiği için, kendisine müzik diye sunulanları, tiksinmeden dinleyebilmektedir.
Türk aydınını düşünceleriyle ayırt etmeye çalışmak, at ile insanı, birinin yelesine, diğerinin saçlarına bakarak ayırmaya çalışmak demektir. Saç ve yele, insan ve hayvanın en zayıf yanlarıdır; yoksun edilmeleri, işlevlerini ortadan kaldırmaz. Saçsız insan veya yelesiz at olabilir, emek ve enerji icra edebilirler. Bu yüzden saç ve yele, insan ve atın ancak organik ekleri sayılabilir.
Darwin, mağaraya konan bir insanın körleştiğini yazıyor. İnsanın gelişmiş türü olan 'aydın' da bunu tersi oluyor: Karanlıkta gözü büyüyor.
Yalanlara radar olsan neye yarar? Zararın dönüşü kârın el mi sallar? Batan güneş yine doğar.
Elimi verdim, kolumu kaptın, gözümü çektim, aklımı aldın. Yaşam mı, ben mi bedbahtım? Sallanırsa da yıkılmaz tahtım.
Senin dilinin deydiği masum sayısı kaçtır? Abesle iştigâlim pektir... Kötek sana haktır; köpeklerin bile vefâsı seninkisi yanında yeğdir... Muşamba dudaklarınızı yırtmak geliyor içimden ve aklım gidiyor başımdan... Bu sabırsızlığımı sabırla tanıştırmalıyım, hasretleri gönlüme alıştırmalıyım; ben daha ne kadar hendekli yollar aşmalıyım?