Kimin kimi daha çok özleyeceği bilinmez.
- Henüz kategori yok.
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
-
Marsilya'nın Gözü İsmail Yüksek'te: Fenerbahçe Satışa …08.11.2025
-
Atletico Madrid, Metropolitano'da Levante'yi Ağırlıyor…08.11.2025
-
Sunderland - Arsenal Karşılaşması Öncesi Kapsamlı Bakı…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Yanar ateşler dağlarda nartanem Ve senin sevgin gönlümde... … Dışarıda sonbahar Gönlümde sonbahar Üşüyor kuşlar göçüyor kuşlar Yanar ateşler dağlarda nartanem Ve senin sevgin gönlümde Bir geçen yazın sonrası sonbahar sancısı Nartanem …
Kimyamı bozuyor seni düşünmek... Gitmeni çok gerektiren şeyleri değil, kaldığında yaşadığımız mutlulukları süzmüş dimağım. Bir çok can sıkıntısını artık unutmuş durumdayım.
Bıraktığı bardağı yıkamadan dudak izleri kalmıştır diye kullanıyorsan seviyorsun demektir. Önemli olan gitmesi değil, gelmesini beklemektir.
Şu sıralar sık sık yaşlandığımı hissediyorum. Özellikle seninle görüşemez hale geldikten sonra.
Gökte bir ruhtu o, bir canlı güneşti. / Öyle gördüm ben; öyle değilmiş şimdi. / Yay gevşemiş, ne çıkar, yara gitmez gönülden.
Çiçekler güneşe dönüyor dönüyor Dünya durmadan dönüyor dönüyor Yalnız dönmeyen bana sensin Bekliyorum hep sen neredesin.
Uzaklaşırsın. Yol seni nereye götürürse. Yazı seni nereye sürüklerse. Burnunda bir sızı. Ne de olsa her yolculuk geri dönememe ihtimalini taşır bağrında.
Neden aklıma geliyor istasyon büfesindeki durusun.Hava soğudu -kasımın son günleri- kar yağacak, bembeyaz olacak unutulmuşluğum.
Her gün kendimi biraz daha iyi hissedebileceğimi umarak kalkıyorum. Bazen öyle de oluyor. Sonra gece çöküyor ve o hâlâ yok…
Benim misyonum şudur: Ben ne bir Kürt'ü vereceğim ne bir karış toprak vereceğim. Ben, hep Kürtlere sevgiyle yaklaştım. Kürtler olmazsa biz olamayız. Onlara hep kardeşlik getirdim, hep kardeşlik sundum. Ankara DGM'nin bir hakimi Turgut Okyar'dır, birisi de Orhan Karadeniz'dir; ikisine de geldiğim zaman ellerim kelepçeli şunu söyledim: ‘Değerli yargıçlar, bir gün bu ülkedeki Kürtlerimiz bizden ayrılmak istemezlerse, nihai olarak ayrılmak istemezlerse, sizin yüzünüzden değil, bu ülkede bir Yalçın Küçük olduğu için ayrılmayacaklar,' dedim.
Yeryüzüne barış getirmeye geldiğimi sanmayın! Barış değil, kılıç getirmeye geldim. Çünkü ben babayla oğlun, anneyle kızın, gelinle kaynananın arasına ayrılık sokmaya geldim. ‘İnsanın düşmanı kendi ev halkı olacak.’ Annesini ya da babasını beni sevdiğinden çok seven bana layık değildir. Oğlunu ya da kızını beni sevdiğinden çok seven bana layık değildir. Çarmıhını yüklenip ardımdan gelmeyen bana layık değildir. Canını kurtaran onu yitirecek. Canını benim uğruma yitiren ise onu kurtaracaktır.