Kadın ve erkek karışık toplantılar düzenlenmemeli, içki, kumar, şans oyunları, gece kulüpleri ve sinemalar yasaklanmalı, gazetelerde kadınların resimlerinin basılmasına son verilmeli, namaz kılınmalı, evlerde yabanca dil yerine Arapça konuşulmalı, çocuklara Avrupalı mürebbiler tutulmamalı ve yabancı okullarına gönderilmemelidir. İslami eğitim uygulanmalı, karışık eğitime son verilmeli, kız ve erkeklerin eğitim müfredatları ayrı ayrı belirlenmelidir. Tabii bilimler materyalist telkinlerden arındırılmalıdır.
- Henüz kategori yok.
-
Arnold Schwarzenegger'dan The Running Man Remake'ine T…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Rafa Silva'nın Geleceği Belirsiz: Saha İçi…08.11.2025
-
Cengiz Ünder'den 8 Milyon Liralık Göz Kamaştıran Evlil…08.11.2025
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Bir insanı ahlaken eğitmeden sadece zihnen eğitmek topluma bir bela kazandırmaktır.
Müfredatlara tiyatro dersi konulabilir, kültürel derslere ağırlık verilebilir. Aksi durumda toplum giderek duygusuz ve iletişimsiz bir hale geliyor. Duygudan uzaklaştık.
İnsan arabaya benzetildiğinde bilgisi, motoru; edebi ve ahlakı da direksiyonudur. Motor ne kadar güçlü olsa da, direksiyon olmayınca o bir işe yaramıyor. O yüzden edep ve ahlâkın bu toplumun fertlerine öğretilmesi gerekiyor.
Bugün o kadar çok bilgi var ki, klasik eğitim olarak görece az insandan daha fazlasını paylaşmayı bekleyebileceğimiz böyle bir şey olamaz.
Kültürler göreli, ahlak ise mutlaktır. (...) İnsan toplumu insani olduğu için evrensel, bir toplum olduğu için de tikeldir.
Dinler beyinlerimizin alışık olduğu tarihöncesi dünyayla günümüz ahlak, kültür ve toplum dünyasını eşleştirmeye çalışan kavram yığınlarıdır.
Bizim yetişme tarzımızda, eğitim sistemimizde yasakçı bir anlayışı var. Tartışma, sorgulama, araştırma ve eleştiri yok. Ezilmiş, bozulmuş, yasaklanmış, kalıplara sokulmuş, siyah beyaz dediğimiz mutlak doğrularla yatıp kalkan bir kültür, eğitim sistemimiz var. Biz halk olarak mutlak doğrulara teslim olmuşuz. Halbuki ne sosyal alanda, ne teknik alanda mutlak doğru yoktur.
Ev kadınlığını hizmetçilik sandığı için kendisini Üniversiteye atan bir kızın kültüründen de, ahlakından da bu memlekete hiçbir hayır gelmez.
Brezilya, halkının elinde silah olmasını istemiyor ve buna gerek de yok. Daha adil bir ülke olabilmemiz için kültüre, kitaplara ihtiyacımız var.
Bende üniversiteye gitmiştim, bütün profesörlerin aklı, adaleti, hakikati, iyiliği, güzelliği, vb vazettiklerini biliyorum. Hepsi! Bir tanesi bile kötülüğü ve alçaklığı öğretmez. Peki neden bütün öğrencileriniz böylesine sahtekar ve dolandırıcı? Onlara öğretmiyor musunuz, yoksa defterlerine mi geçirmiyorlar söylediklerinizi?
Bu coğrafyada, ne kadar güzel şey varsa, yasaklanmış. Devletin yasaklamadıklarını da, toplum görünmez yasalarla yasaklamış. "Bana masal anlatma!", "Karı gibi gülme!", "Caz yapma", "Bana felsefe yapma!" vs... gibi ne kadar güzel şey varsa hepsi yasaklanmış. Durum böyle olunca, masalları, müziği, felsefeyi, hatta müziği bile yasaklayan, hor gören bir toplumun bu hale gelmesine şaşırmamak gerekir.
Biz zevk için harcadığımız paradan fazla, kitap için sarfetmediğimiz müddetçe, bu ülke hiç bir zaman medeni bir ülke olamayacaktır.
Tavırlar kanunlardan önemlidir. Tavırlar; daima, sürekli, içinde yaşadığımız hava gibi, fark edilmeksizin; kızdırır ve sakinleştirir, yozlaştırır ve saflaştırır, barbarlaştırır ve inceltir.
Bu erdem, bir grup insan tarafından değerli görülüp uygulandıkça, eğitim ve örnek olma yoluyla gençlere de geçecek ve sonuçta toplumun paylaşılan düşüncelerinin arasında yerini alacaktır.
Eğitim bir ülke için her şeydir. Demokrasiyi anlamada ve uygulamada, savunmada, üretimde, adalette, kültürde, sanatta eğitim esastır. Yoksunluğu, terör, kaos, karmaşa, sürtüşme, çatışma; hukuksuzluk, rüşvet, hırsızlık, arsızlık ve “oy tüccarlığı ile elde edilen oyları milli irade tecellisi hanesine yazarak” demokrasi çarpıtmalarıdır.
Gençlerimizin birçok eksikliği, umumî kültür seviyesinin düşüklüğünden geliyor.
Gerçekten demokratik bir toplum lâik bir kültürel yapıya sahip olması gerekir: Birincisi; ahlâk ve dini birbiri ile eşitlememek, ateistleri damgalamamak, başkalarının dinsel ilgi ve amaçlarına saygı göstermek ya da kamu görevi için dinsel inanışı yeterlilik kapsamında tutmamak. Elbette ki, sonraki anlamda lâiklik Birinci Anayasal Düzenleme içinde gösterilmez. Bu durum yasa değil, duyarlılık konusudur.
ODTÜ'de öğretim üyesi olduğum sıralarda, sınav kâğıtlarını verir ve sınıftan çıkardım:'Kopya çekeceksiniz, ancak sizin ahlaksızlığınız yüzünden, kendi ahlakımı bozamam' derdim. Bana göre sınav kadar eğitimin düşmanı bir kurum yoktur.