Her ne kadar şehirlerde yaşıyor olsak da, her şeyimizle doğanın kaynaklarına bağımlıyız. İnsanın sanayi devriminin ardından evrimini kendi ellerine almasıyla birlikte bu gezegende bir kansere dönüştüğü düşüncesine büyük ölçüde katılıyorum. Göründüğü kadarıyla insanlık, gezegendeki bu kolonileşmiş varlığıyla, yerleştiği bünyeyi çökerttikten sonra kolonileşeceği başka bünyelere (yeni dünyalara) sıçramaya güdümlü bir virüsten pek farklı değil.
- Henüz kategori yok.
-
Fransa Ligue 1'de Marsilya - Brest Maçı: Kritik Randev…08.11.2025
-
Mevsimlik Lezzetlerle Sonbahar Sofralarına Özel Risott…08.11.2025
-
Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi Hedefi ve Mali Zaferle…08.11.2025
-
Sevilla'dan Tarihi Zafer: 14 Yıllık Hasret Guadalquivi…08.11.2025
-
Suudi Arabistan Pro Lig: Al Fayha - Al Akhdoud Karşıla…08.11.2025
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Benzer Sözler
Bizler korkunç hayvanlarız. Bence dünyanın bağışıklık sistemi bizden kurtulmaya çalışıyor.
Yeryüzünü kirlettik. Kuşların ve hayvanların türlerini yeryüzünden sildik. Yavru fokları öldürüyoruz. (...) Nasıl bir insan evladı böylesi bir şey yapabilir? Kadının biri kürk giyecek diye… Ve bu adam dönüp: 'Eşimi seviyorum.' diyecek. (...) İşte budur bizim medeniyetimiz.
Türk parasını dolara çevirir gibi, yeşil örtüyü beton örtüye çevirme telaşımızın sonu nereye varacak acaba?
Karl Marx’ın müthiş aptalca bir lafı vardır, diyor ki, “İnsanlar tabiatı yorumlamaya çalıştılar, halbuki maksat onu değiştirmektir”, ulan sana mı kaldı değiştirmek, çünkü ben Marks’ın felsefesinin egemen olduğu yerlerde dolaştım, tabiatın nasıl canına okuduklarını gördüm, bütün Batı Sibirya, o canım ülke mahvolmuş durumda bu aptalların yüzünden.
Sonunda annelerimizin sütünden kesilsek, bireysel sorumluluklarımızla yüzleşip büyüsek de toplamda insanlık olarak hiçbir zaman büyümüyor ve “tabiat ana”nın sütünden kesilmiyoruz. Onun sütünden kesilmemiz demek bu gezegendeki varlığımızın sona ermesi demek. Etinden, sütünden, derisinden sonuna kadar arsızca yararlandığımız ve kendimizden aşağı gördüğümüz ineklerle ilişkimiz bunun en somut örneği gibi geliyor bana.
Üzerindeki akıllı canlıların büyük aptallıkları nedeniyle Dünya kaybedilmiş gezegene dönüşüyor. İnsanlığın geldiği nokta Tanrı’yı bile şaşırtan bir fiyaskodur.
Hoşgörü nedir? Hoşgörü insanlığın bir parçasıdır. Hepimizin hataları ve eksikleri var; karşılıklı olarak birbirimizin hata ve eksiklerini bağışlayalım, çünkü, hoşgörü doğanın ilk yasasıdır.
Bir yıkayıcı olan yağmurun sokaklarda, bir kirletici olan insandan daha fazla hakkı vardır.